İİBF, İKT., Bildiri ve Sunum Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Türkiye’deki Bölgesel Dengesizlik ve Tra1 Bölgesi Üzerine Bir Değerlendirme
    (2018) Ersungur, Şaban Mustafa; Takım, Abdullah; Yıldız, Şaduman
    Bir ülkenin bölgeleri arasında ekonomik gelişmeden kaynaklanan her türlü eşitsizlik bölgesel dengesizlik olarak ifade edilmektedir. Gelişmiş veya gelişmekte olan hemen her ülkede az ya da çok olarak bölgesel dengesizlik vardır. Türkiye açısından da bölgesel dengesizlik önemli bir sorun olarak devam etmektedir. Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren ülkemizin bölgeleri arasında var olan gelişmişlik farkları zaman içerisinde giderek artmıştır. Çalışmamızda bölgesel dengesizlik kavramından hareketle Türkiye’de bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik göstergeleri verilerek İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre oluşturulan Düzey 2 bölgelerinden TRA1 (Erzurum, Erzincan, Bayburt) Bölgesi için bir değerlendirme yapılmış, gerek ekonomik ve gerekse sosyal göstergeler açısından bölgenin ülke geneli açısından geri sıralarda yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Örneğin, Türkiye’de iller bazında en son hesaplanan SEGE 2011 Sosyo – Ekonomik Gelişmişlik Endeksi’ne göre bölgede yer alan illerden Erzincan -0.1056 ile 45. sırada, Erzurum -0.4327 ile 59. sırada yer alırken Bayburt ili ise -0.5946 ile 64. sırada yer almaktadır.
  • Öğe
    Türkiye ile BRICS Ülkeleri Arasındaki Dış Ticaret Potansiyelinin Linder Hipotezi Çerçevesinde Değerlendirilmesi
    (2018) Yıldız, Şaduman; Künü, Serkan
    1961 yılında Staffan Linder tarafından geliştirilen Linder hipotezi, ülkeler arasındaki ticaretin kişi başına düşen gelir düzeyleri birbirine yakın olan ülkeler arasında gerçekleştiğini savunmaktadır. Bu hipotezi analiz etmek için kullanılan Linder değişkeni karşılıklı dış ticaret yapan ülkelerin kişi başına düşen gelirleri arasındaki farkı ifade etmekte ve bu hipoteze göre söz konusu ülkelere ait gelirler arasındaki fark azaldıkça ülkeler arasında ticaret yoğunluğu artmaktadır. Bu çalışmanın amacı, 1996 – 2016 döneminde Türkiye’nin BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile yaptığı ihracat ve ithalatta Linder hipotezinin geçerliliği araştırmaktır. Söz konusu amaç doğrultusunda ihracat ve ithalattın bağımlı değişken olarak alındığı iki model ülkeler, firmalar gibi çeşitli kesit verilerin belirli bir zaman aralığı içinde bir araya getirilmesine imkan veren panel veri analizi kullanılarak ampirik olarak sınanmıştır. Türkiye ile BRICS ülkeleri arasında ihracat açısından Linder hipotezi geçerlidir. Buna göre, Türkiye ile BRICS ülkelerinin kişi başına düşen milli gelir düzeyleri arasındaki fark azaldıkça Türkiye’nin bu ülkelere yaptığı ihracat artmaktadır. Bir başka ifadeyle, Türkiye ile ticaret ortakları olan BRICS ülkelerinin gelirleri arasındaki %1 azalma, Türkiye’nin ihracatını %0.09 oranında artırmaktadır. Bu durum Türkiye ile BRICS ülkeleri arasındaki ticaretin endüstriler arası olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan BRICS ülkelerinin gelirlerinde meydana gelecek %1’lik bir artış ise Türkiye’nin ihracatını %2.867 oranında artırmaktadır. Türkiye ile BRICS ülkeleri arasında ithalat açısından ise Linder hipotezi geçerli değildir.
  • Öğe
    Validity of Triplet Deficit Hypothesis for Turkish and The Relationship Between Triple Open Components and Growth: A Causality Analysis for 1990 - 2017 Period
    (2018) Yıldız, Şaduman
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 1990 – 2017 yılları arasında cari denge, yatırım-tasarruf dengesi ve kamu gelir-gider dengesinin oluşturduğu üçüz açık hipotezinin geçerliliğini ve üçüz açık bileşenleri ile büyüme arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle söz konusu değişkenler arasındaki ilişki açıklanarak teorik bilgiler sunulmuştur. Daha sonra üçüz açık hipotezinin geçerliliği ve üçüz açık bileşenleri ile büyüme arasındaki ilişki OLS yöntemleri ile çözümlenmiş Toda - Yamamoto (TY) nedensellik testi ile araştırılmıştır. Toda – Yamamoto (TY) nedensellik analizini yapabilmek için ilk olarak değişkenlere durağanlık testi yapılmakta ve maksimum bütünleşme sayısı (dmax) belirlenmektedir. Daha sonra, ele alınan değişkenler için optimal gecikme uzunluğu (k) ile modelin tahmin edilebilme derecesi [k+(dmax)] belirlenerek geliştirilmiş VAR modeli seviyesinde tahmin edilmektedir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de 1990 – 2017 döneminde üçüz açık hipotezi geçerli değildir. Ayrıca büyüme oranı ile cari açık, tasarruf – yatırım açığı ve bütçe açığı arasında büyüme oranından cari açığa doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Elde edilen bu sonuç Türkiye’de büyümedeki artışla birlikte cari açığın da hızlı bir şekilde arttığı tezini desteklemektedir. Bu sonuç, Türkiye’de yürütülen para ve maliye politikalarının sadece büyümeyi artırma amacı gütmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca elde edilen bu sonuç, Türkiye de cari açığı artırmayan ve sıcak para girişlerinden ziyade teknolojik gelişmeye dayalı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını teşvik eden yeni bir büyüme sürecine geçilmesi gerektiğini ifade etmektedir.