Alacadağlı, Esmeray2024-10-042024-10-0420212528-95272528-9535https://doi.org/10.26466/opus. 913097https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/471241http://hdl.handle.net/20.500.12403/4481Kentleşme, demografik açıdan, kentlerde yaşayan nüfusun artmasını anlatan bir kavramdır. Ülkemizde, 1950’li yıllar sonrasında kentlerde yaşayan birey sayısı sürekli artarak, günümüzde %93 düzeyine ulaşmıştır. Kentleşmenin ekonomik, toplumsal boyutları da vardır. Çünkü, gerekli altyapı ve istem oluşmadan hızla artan kentleşme genellikle; işsiz, gizli işsizi bol kentlerin oluşumuna, kentleşen ama kentlileşemeyen yani kentle bütünleşemeyen bir toplumsal yapının ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Genelde, kent varoşlarında yerleşerek yaşamlarını sürdürmeye çalışan bu yapı, büyük oranda, geçimini kente özgü işlerle sağlayamayan, her konuda kente özgü tavır ve davranış biçimleri ve değerleri benimseyemeyen kitlelerden oluşmaktadır. Bu kitleler, o kentte ve kent kültürüne eklemlenme yerine göç ettiği yerlerin hakim değerleriyle ayakta kalmaya çalışırken kente kent değerlerine yabancılaşmakta, artan marjinalleşmeye bağlı olarak toplum dışı davranış ve şiddete eğilimler de artmaktadır. Literatür taramasına dayalı olarak yapılan bu çalışmayla, son günlerde toplumumuzda giderek artan kadına yönelik şiddetin nedenleri, göç, kentlileşme ve yoksulluk olguları bağlamında incelenerek çözüm önerileri oluşturmak amaçlanmıştır. Araştırma sonuçları kadına yönelik şiddette, kentlileşememe ve yoksulluğun önemli bir etken olduğunu ortaya koymaktadır.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessKentlileşmeden Kentleşme ve Kadına Şiddetin Sosyal DinamikleriArticle18437106713810.26466/opus. 913097471241