Yüksekokullarhttps://hdl.handle.net/20.500.12403/11662024-03-28T12:05:59Z2024-03-28T12:05:59ZThe Relationship Between Trait Anxiety Levels And Future Expectations Of Young IndividualsTuncay ÖKTEMMevlüt GÖNENhttps://hdl.handle.net/20.500.12403/23052022-02-24T07:27:53Z0012-01-01T00:00:00ZThe Relationship Between Trait Anxiety Levels And Future Expectations Of Young Individuals
Tuncay ÖKTEM; Mevlüt GÖNEN
The future expectations of the youth of university-age can influence many of their decisions like the choice of university till their life plans. Many factors, including the psychological state, can affect the expectation for the future. In this study, the relationship between anxiety, which is one of the mentioned psychological factors, and future expectation was examined. A total of 1026 people from various cities of Turkey were enrolled in the special talent exam held by Bayburt University School of Physical Education and Sports. The state and trait anxiety scale developed by Spielberger and his friends was used.The Turkish reliability and validity study of the scale was conducted by Öner and Le Compte. The trait anxiety dimension of the related scale was used. The Future Visions Scale developed by Ginevra and his friends was used. The Turkish reliability and validity study of the scale was conducted by Akça and his friends. Research data were analyzed using SPSS 25 package program. As a result, there is a moderate negative relationship between the trait anxiety scores of all individuals participating in the research and the optimism and hope sub-dimensions of the future expectations scale, and a moderate positive relationship was found in the pessimism sub-dimension. In the correlation test according to gender, there is a negative moderate relationship in the optimism and hope sub-dimensions, and a positive moderate relationship in the pessimism sub-dimension in both female and male individuals. In the analysis made for another variable, the type of high school graduation, although there was a negative moderate relationship between trait anxiety and optimism and hope sub-dimensions, a positive moderate relationship was found with the pessimism sub-dimension.
0012-01-01T00:00:00ZÖğretmenlerin Spora Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (Bayburt İli Örneği)Tuncay ÖKTEMhttps://hdl.handle.net/20.500.12403/23042022-02-08T08:59:30Z0015-01-01T00:00:00ZÖğretmenlerin Spora Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (Bayburt İli Örneği)
Tuncay ÖKTEM
İnsan hayatında önemli bir yer tutan ve yaşamın hemen hemen her evresinde karşılaştığımız spor kavramına yönelik, çeşitli aracılar vasıtasıyla birtakım tutumlar sergileyebiliyoruz. Bu evreler içerisinde olan eğitim ve öğretim ortamında sporun görünen yüzü olarak karşımıza öğretmenler çıkmaktadır. Öğretmenlerin spora yönelik tutumlarının, öğrencilerin spora bakışlarının olumlu ya da olumsuz yönde gelişmesi açısından bir etki ortaya çıkaracağı söylenebilir. Bu bağlamda araştırmanın amacı; Bayburt ilinde görev yapan öğretmenlerin spora yönelik tutumlarının yaş, cinsiyet, görev yılı, medeni durum, okul tipi, okulun bulunduğu yer, branş, spor yapma ve aktif spor yapma değişkenlerine göre incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Bayburt ilinde görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama aracı kişisel bilgi formu ve anket formudur. Çalışmamızda 2021 yılında Bayburt ilinde görev yapan 249 öğretmenin spora yönelik tutumu üzerinde çalışılmıştır. Bu bağlamda spora yönelik tutumu ölçmek için Şentürk (2012) tarafından geliştirilen "spora yönelik tutum ölçeği" kullanılmıştır. Bu bağlamda elde edilen veriler IBM SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 26 programında yer alan "bağımsız örneklem t-testi, one-way anova, post-hoc testleri, Pearson korelasyon analizi" sonuçlarına göre raporlandırıldı. Çalışma sonucunda; cinsiyet değişkenine göre erkek katılımcıların, yaş değişkenine göre 30 yaş altı katılımcıların, medeni durum değişkenine göre bekar katılımcılarım spora yönelik tutumlarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Aktif spor yapma ve spor yapma değişkenine göre spor yapan katılımcıların bariz bir şekilde spora yönelik tutumlarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Görev yılı, görev yapılan okul türü ve görev yapılan okulun bulunduğu yer değişkenlerine göre çok fazla fark olmamasına rağmen 5 yıl altı çalışan, köyde ve lisede görev yapan katılımcıların spora yönelik tutumların yüksek olduğu görülmüştür.
0015-01-01T00:00:00ZBAYBURT İLİNDE GÖREV YAPMAKTA OLAN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN İŞ DOYUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİTuncay, ÖKTEMhttps://hdl.handle.net/20.500.12403/23012021-07-18T06:16:31Z2020-01-01T00:00:00ZBAYBURT İLİNDE GÖREV YAPMAKTA OLAN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN İŞ DOYUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
Tuncay, ÖKTEM
İş doyumu, çalışanların örgütlerinden elde edebileceği değerlerle ihtiyaçları olan değerleri eşit gördüğünde ya da birleştirilebilir bulduğunda hissedebileceği (Başaran, 2004), yani bireylerin kendi değerlerinin ve standartlarının yaptıkları iş ile uyumlu olduğunda ortaya çıkan bir duygudur (Gordon, 1993). Reio ve Kidd (2006) iş doyumunu, bir çalışanın geçmiş deneyimlerinden, mevcut beklentileriyle ilişkili bir şekilde iş deneyimleri hakkında kendisinde bulunan hisler şeklinde tanımlamaktadır. İş doyumu, çalışanların yaptıkları işe karşı kendilerinde barındırdıkları olumlu veya olumsuz duyguların bir kombinasyonunu, beklentilerinin ne ölçüde olduğunu ve ödüllerle ne kadar eşleştiğini temsil eder (Davis ve Newstrom, 1985; Aziri, 2011). Wagner ve Hollenbeck (1992), iş doyumunun zevkli bir duygu olduğunu belirtirken bu duygunun meydana gelmesi için çalışanın kişisel iş değerlerinin işi tarafından karşılanması gerektiğine
dikkat çekmektedir. İşin özellikleriyle çalışanların taleplerinin birbiri ile uyumlu olması halinde meydana gelir (Muchinsky, 2000). Yani iş doyumu, bireyin işyerindeki davranışıyla yakından bağlantılıdır (Davis
ve Newstrom, 1985; Aziri, 2011). Anthony ve arkadaşları (2007), çalışan bireyin yetenekleri iyi bir şekilde kullanıldığında, yeteneklerini artıracak eğitimler gerçekleştirildiğinde ve iş ortamının çalışanın performansını sergilemesi için gereken uygun koşullar sağlandığında iş doyumunun oluşacağını belirtmektedirler. Bu durumlar sağlanmaz ise iş doyumunun eksikliğinden dolayı çalışanın performansı olumsuz etkilenir, verimi azalır, devamsızlık ve işi bırakma gibi durumlara neden olur (Altuntaş, 2014). Öğretmenlerde iş doyumu ise, verilen eğitimin kalitesini yükseltmek, iyi bir eğitim sağlamak için bir araç işlevi görebilir. Bununla birlikte öğretmenlerde iş doyumunu, baskıcı bir yönetimden olumsuz; yöneticiler, iş
arkadaşları ve velilerle iyi ilişkilerden olumlu yönde etkilenmektedir (Michaelowa, 2002).
2020-01-01T00:00:00Z12 HAFTALIK HALTER ANTRENMANININ SEDANTER BİREYLERİN BAZI PARAMETRELERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİKUL, MuratTÜRKMEN, MutluÖKTEM, TuncayŞİPAL, OnurAKSOY, Ömer FarukAKOVA, Abdullahhttps://hdl.handle.net/20.500.12403/23002021-07-09T12:09:34Z2021-01-01T00:00:00Z12 HAFTALIK HALTER ANTRENMANININ SEDANTER BİREYLERİN BAZI PARAMETRELERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ
KUL, Murat; TÜRKMEN, Mutlu; ÖKTEM, Tuncay; ŞİPAL, Onur; AKSOY, Ömer Faruk; AKOVA, Abdullah
Spor ve egzersizin olduğu her yerde, ağırlık kaldırma çalışmalarının da yer aldığından söz edilebilir. Söz konusu çalışmalar kas gücünü, kas kütlesini ve eklem gücünü geliştirmek için kullanılır. Bu doğrultuda halter çalışmaları diğer sporlar için de fiziksel egzersiz programının bir parçası olarak antrenmanın önemli bir bileşenidir. Halter branşının fiziksel doğası gereği fizyoloji, biyomekanik, diyet ve yaralanma gibi fiziksel faktörler üzerine araştırmalara yol açmıştır. Bu bağlamda araştırmanın amacını, 12 haftalık halter antrenman programı dahilinde eğitim gören sedanter bireylerin, belirlenen bazı parametrelerine etkisinin incelenmesi oluşturmaktadır. Araştırmaya Bayburt ilinde ikamet eden sedanter, daha önce halter eğitimi almamış ve herhangi bir sakatlığırahatsızlığı olmayan, yaş ortalamaları 25,36±5,58 (yıl), boy ortalamaları 169,07±8,42 (cm), vücut ağırlıkları 65,10±13,71 (kg) olan 10 erkek (%71,4) ve 4 kadın (%28,6) gönüllü olarak katılmışlardır. Katılımcılara sağ ve sol el baş parmak kavrama kuvveti, sırt ve bacak kuvveti, sağ ve sol el pençe kuvveti, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, vücut yağ yüzdesi, dikey sıçrama ve otur-eriş esneklik testi ölçümleri 12 haftalık halter eğitimi öncesi, 8.hafta sonrası ve 12.hafta sonrası uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, tekrarlı ölçümler arasındaki farklılıkları belirlemek amacıyla nonparametrik testlerden Friedman testi kullanılmış, ölçümler arasındaki fark ise Wilcoxon testi ile belirlenmiştir. Erkek katılımcıların sırt ve bacak kuvveti, otur-eriş esneklik, sağ el baş parmak kavrama kuvveti, sol el baş parmak kavrama kuvveti, sağ el pençe kuvveti, sol el pençe kuvveti ve dikey sıçrama ölçümlerinde anlamlı fark tespit edilirken (p<0,05), vücut ağırlığı, beden kitle indeksi ve vücut yağ yüzdesi ölçüm değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05). Kadın sporcuların ise sırt ve bacak kuvveti, sol otur-eriş esneklik, sağ el pençe kuvveti ve dikey sıçrama değişkenlerinde anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Diğer taraftan, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, vücut yağ yüzdesi, sağ otur-eriş esneklik, sağ el baş parmak kavrama kuvveti, sol el baş parmak kavrama kuvveti ve sol el pençe kuvveti değerleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05).
2021-01-01T00:00:00Z