Yazar "Akeren, Zahide" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The effect of loneliness on fear of aging: Mediated by social support(Taylor & Francis Inc, 2024) Akeren, Zahide; Akeren, IhsanThe study aimed to examine the relationships between loneliness, perceived support and fear of old age, to determine how they differ according to some socio-demographic variables and of loneliness to reveal the mediating role of perceived social support in the effect on fear of old age. In the descriptive cross-sectional study conducted between November 2023 and January 2024, the Loneliness Orientation Scale (LOS), Multidimensional Perceived Social Support Scale (MSPSS) and Fear of Old Age Scale (FOS) were used. Correlational analysis was used in the analysis of data collected from 611 participants aged 18-65 with two-stage sampling, T-test and ANOVA were used in the comparison of means, and the Hayes' PROCESS macro was used to determine the mediating role of perceived social support. Women, singles, young people, those with low education and income fear old age more. There is a positive correlation between loneliness and fear of aging, and a negative correlation between these two and perceived social support. As a result, perceived social support is a partial mediator in the effect of loneliness on fear of old age and it should be considered as an effective source in reducing fear of old age.Öğe Kronik Hastaların Metabolik Sendrom Bilgi Düzeyleri ve Farkındalıkları(2024) Akeren, Zahide; Çakmak, Vahide Semerci; Demirağ, HaticeAmaç: Araştırma kronik hastaların metabolik sendrom bilgi ve farkındalıklarının incelenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Gereç ve Yöntemler: Araştırma kesitsel tarama modeli kullanılarak gerçekleştirildi. Araştırmanın verileri 14 Kasım 2023- 12 Ocak 2024 tarihleri arasında ‘Hasta Tanıtım Formu’ ve ‘Metabolik Sendrom Bilgi ve Farkındalık Ölçeği’ (MSBFÖ) kullanılarak kartopu örnekleme yöntemiyle toplandı. Tanımlayıcı istatistikler için ortalama, standart sapma, min-maks değerler, sayı ve yüzde kullanıldı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, independent samples t test, one-way ANOVA testi kullanıldı. Bulgular: Hastaların %31,7’si 50-79 yaş arası, %66,0’sı kadın, %38,3’ü üniversite ve üzeri mezunu, %53,1’i evli ve %66,0’sı şehir merkezinde yaşamaktadır. Katılımcıların %26,1’inin hipertansiyon, %21,5’inin diyabetes mellitus, %17,5’inin solunum hastalığının olduğu belirlendi. Ayrıca katılımcıların %35,6’sının hastalık süresinin 1-5 yıl arasında olduğu, %61,1’inin düzenli olarak ilaç kullandığı ve %58,4’ünün diyetine uymadığı bulundu. Hastaların MSBFÖ puan ortalaması 49,38±10,67 (min=14 ve max=70) olduğu saptandı. Hastaların yaş, eğitim durumu, çalışma durumu, hastalık süresi, düzenli ilaç kullanma ve diyetine uyma durumu ile MSBFÖ toplam puan ortalaması arasında anlamlı fark bulundu (p<0,05). Sonuç: Sonuç olarak kronik hastalığa sahip bireylerin metabolik sendrom bilgi ve farkındalıklarının orta düzeyin üzerinde olduğu tespit edildi. Yaşam tarzı değişiklikleri Metabolik sendrom (MetS) insidansını azaltmak için etkili bir strateji olduğundan, kronik hastalarda bilgi düzeylerinin ve farkındalıklarının artırılması, yaşam tarzlarının iyileştirilmesine yardımcı olabilir.Öğe Transparan Elektronik Kalça Maketiyle Uygulanan Eğitimin İntramüsküler Enjeksiyon Uygulama Becerisi ve Kaygı Düzeyine Etkisi(2024) Çakmak, Vahide Semerci; Akeren, Zahide; Işık, Hafsa Kübra; Aktaş, Elif Odabaşı; Sarı, Ebru SönmezGiriş: İntramüsküler enjeksiyon uygulamasının yeterli bilgi ve beceriye sahip deneyimli hemşireler tarafından yapılması ilaç uygulama hatalarını azaltmaktadır. Amaç: Bu çalışma transparan elektronik kalça maketiyle uygulanan eğitimin öğrencilerin intramüsküler enjeksiyon uygulama becerilerine ve kaygı düzeylerine etkisini belirlemek amacı ile yapıldı. Yöntem: Nicel araştırma yöntemlerinden tek gruplu ön test-son test deseninde tasarlanan bu çalışma yarı deneyseldir. Çalışma 01 Kasım - 01 Aralık 2023 tarihleri arasında bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 53 hemşirelik öğrencisiyle gerçekleştirildi. Veriler Öğrenci Tanıtım Formu, İntramüsküler Enjeksiyon Uygulama Beceri Değerlendirme Formu ve Durumluk Kaygı Ölçeği ile toplandı. Tanımlayıcı istatistikler için sayı ve yüzde, ortalama, standart sapma, minimum, maksimum değerler kullanıldı. Verilerin analizi Wilcoxon işaretli - sıralar testi ve bağımlı gruplar t - testi ile yapıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 19,05 ± 1,04 olup, %67,9’u kızdır. Öğrencilerin %90,6’sı yurtta yaşamakta olup, %69,8’inin gelirinin gidere denk olduğu, %71,7’sinin Anadolu lisesi mezunu olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin eğitim öncesinde ve sonrasında aldıkları puanlar karşılaştırıldığında, eğitim sonrası intramüsküler enjeksiyon uygulama becerisi puan ortalamalarının eğitim öncesinden istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu görüldü (p < 0,001). Öğrencilerin eğitim öncesi ve sonrası durumluk kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak bir farklılık saptanmadı (p > 0,05). Sonuç: Öğrencilerin durumluk kaygı düzeyleri orta düzeydedir. Hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulama öncesinde tekrarlı intramüsküler enjeksiyon uygulamalarını simülasyon maketleri üzerinde yapmaları önerilmektedir.Öğe Üniversite Öğrencilerinde Günlük Alınan Besin Öğeleri Dağılımının ve Metabolik Sendrom Riskinin Belirlenmesi: Bayburt Üniversitesi Örneği(2023) Akeren, Zahide; Kaya, OncagülAmaç: Bu çalışma, Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde öğrenim gören öğrencilerin günlük alınan ana besin öğeleri dağılımının ve metabolik sendrom riskinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Gereç ve Yöntemler: Araştırma verileri Aralık 2022-Şubat 2023 tarihleri arasında yüz yüze toplandı. Çalışmaya katılmayı kabul eden öğrencilere “veri toplama formu” ve “Metabolik Sendrom Araştırma Formu” doldurtulduktan sonra 24 saatlik besin tüketim kaydı verildi. Geriye dönük olarak tüketilen besinlerini kaydetmeleri istendi ve bu işlemler toplamda 15-20 dakika arasında bitirildi. Beslenme kayıt formları ile elde edilen veriler, “Beslenme Bilgi Sistemi (BeBİS 9.0) programı” kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Üniversite öğrencilerinin metabolik sendrom risk ortalamasının 6,26±2,03 olduğu, %82,9’unun orta ve yüksek risk grubunda olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin tanıtıcı bilgileriyle metabolik sendrom riski karşılaştırıldığında; 26-30 yıl (9.57±2.99), grubunda olan öğrencilerin metabolik sendrom riskinin 15-20 yıl (6.10±2.20) ile 21-25 yıl (6.20±1.73) gruplarında yer alan öğrencilerden anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,001). Öğrencilerin metabolik sendrom risk düzeyleri ile cinsiyet, bölüm, sınıf, sigara, alkol, fiziksel aktivite ve kronik hastalık varlığı değişenleri arasında anlamlı farklılık bulunmadı (p>0,05). Öğrencilerin metabolik sendrom risk düzeyleri enerji ve ana besin öğeleri alımlarına göre karşılaştırıldığında; alınan toplam enerji (p<0,001), tüketilen su (p=0,010), toplam yağ (p<0,001), karbonhidrat (p<0,001), lif (p=0,020) ve çoklu doymamış yağ (p<0,001) ile aralarındaki istatistiksel anlamlı fark olduğu bulunurken, protein ve alkol (meyve, sebze, fermante ürünler) tüketimine göre anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Sonuç: Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin önemli bir kısmının (%82,9) metabolik sendrom riski taşıdığı, özellikle enerji alımı ko- nusunda dikkatli olunması gerektiği sonucuna ulaşıldı.Öğe Üniversite Öğrencilerine Verilen Akılcı İlaç Kullanımı Dersinin Etkinliğinin Değerlendirilmesi(2023) Semerci, Vahide; Sarı, Ebru Sönmez; Akeren, ZahideAkılcı ilaç kullanımı, koruyucu ve tedavi edici role sahiptir. Bu çalışmada üniversite öğrencilerine verilen akılcı ilaç kullanımı dersinin etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yarı deneysel olarak planlanan çalışma Şubat-Mayıs 2022 tarihleri arasında Doğu Karadeniz bölgesinde bir üniversitede yapıldı. Sağlık bilimleri fakültesinde okuyan, akılcı ilaç kullanımı dersine devam eden ve veri toplama araçlarını tam olarak dolduran 81 öğrenci çalışmaya dahil edildi. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu ve Akılcı İlaç Kullanımı Ölçeği (AİKÖ) kullanıldı. Tanımlayıcı istatistikler için sayı, yüzde, sürekli değişkenler için ortalama (X) ± standart sapma (SS) minimum-maksimum kullanıldı. Ön ve son değerlendirme test sonuçları analizi için Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanıldı. Öğrencilerin bazı özellikleri ile ölçek puanlarını karşılaştırmada Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanıldı. Öğrencilerin yaş ortalaması 21,59±1,23 (min=19, max=26) olup kız öğrencilerin oranı %60,5’tir. Öğrencilerin ön test AİKÖ toplam puanı 35,35±4,37 (min=21, max=42) iken, son test AİKÖ toplam puanı 37,23±3,84 (min=24, max=42)’tür. Ön ve son test AİKÖ toplam puanları karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (z=-3,547, p<0,001). Eğitim alan öğrencilerin AİKÖ puanlarında artış saptandı. Toplumun önemli bir sosyal grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin akılcı ilaç kullanımı ile ilgili bilinçlenmesi ve farkındalık kazanması için bu konunun tüm üniversite müfredatlarına bir ders olarak eklenmesi önerilebilir.Öğe Üniversite öğrencilerinin sosyotelizme maruz kalma ve sosyotelist olma durumlarının incelenmesi(2023) Sarı, Ebru Sönmez; Kırbaş, Zila Özlem; Güneş, Hüseyin; Akeren, Zahide; Semerci, VahideAmaç: Bu çalışma üniversite öğrencilerinin sosyotelizme maruz kalma ve sosyotelist olma durumlarının belirlenmesi amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tipte yapılan çalışmanın örneklemini Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan bir üniversitede öğrenim gören öğrenciler oluşturdu (n=1005). Veriler; araştırmacılar tarafından Eylül-Ekim 2022 tarihleri arasında çevrimiçi olarak Kişisel Bilgi Formu, Genel Sosyotelizme Maruz Kalma (GSMK) Ölçeği ve Genel Sosyotelist Olma (GSO) Ölçeği ile toplandı. Bulgular: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.41±2.02 (min=18, max=36)’dir. %71.4’ünü kız öğrenciler oluşturmakta olup, %67.5’i fakültede ve %56.6’sı birinci sınıfta öğrenim görmektedir. Öğrencilerin GSMK puan ortalaması 77.86±26.28 ve GSO puan ortalaması 48.48±18.52 olarak bulundu. Öğrencilerin sosyotelizme maruz kalma ve sosyotelist olma arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik yapılan Pearson korelasyon testi sonucuna göre, GSMK ile GSO arasında orta düzeyde, pozitif yönde doğrusal ilişki saptandı (r=0.418, p=0.000). Sonuç: Sonuç olarak öğrencilerin GSMK ve GSO durumlarının orta düzeyde olduğu söylenebilir. Ayrıca sosyotelizme maruz kalan öğrenciler daha çok sosyotelist davranışlar sergileyebilmektedir. Toplum sağlığını geliştirmede görevi olan tüm sağlık profesyonellerinin, sosyotelizm açısından önemli bir risk grubunu oluşturan üniversite öğrencilerine yönelik etkin taramalar ve farkındalık çalışmaları yapmaları önerilebilir.Öğe The Use of Life Activities-Based Nursing Model in the Care of Individuals with Buerger's Disease(2022) Apaydın, Emine; Akeren, ZahideBuerger's disease (Thromboangiitis obliterans) is a non-atherosclerotic segmental inflammatory disease that mainly affects small and medium-sized arteries, veins, and arm and leg nerves. Although the mortality rate is not high, the symptoms it causes signi ficantly reduce the quality of life. The Life Activities Model is a nursing model that solves the problem with a humanistic approach by considering the individ- ual as a whole to support patients to increase their quality of life. In this case, care management of a 51-year-old male patie nt whose quality of life decreased due to severe pain and whose lower extremity thrombosis developed due to treatment-resistant Buerger's disease was presented using a nursing model based on life activities. By using the Life Activities-Based Nursing Model in the care of the individual with B uerger's disease, we increased the patient’s compliance by supporting them to perform the activities of daily living in the best way possible.