Yazar "Kuzu, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ertelenmiş Vergi Varlıkları ve Yükümlülüklerinin Firma Değeri Üzerine Etkisi: Bir Vaka Çalışması(2022) Kuzu, MehmetGelişen ve küreselleşen para ve sermaye piyasaları yatırımcıların ihtiyaç duyduğu finansal bilginin kalitesinin optimalize edilmesi için ortak bir finansal raporlama standartlarının tasarımını zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda Uluslararası Muhasebe Standartları Kurumu oluşturularak uluslararası muhasebe ve raporlama standartları hazırlanmıştır. Bu standartlardan en önemlilerinde biri “12 nolu Gelir Vergileri Standardı”’dır. Kurum kazancının vergilendirilmesine ilişkin varlık ve yükümlülüklerin muhasebe ve vergi değeri indirilebilir geçici farklar nedeniyle farklılaşabilmektedir. Bu farklar ertelenmiş vergi varlıkları ve yükümlülükleri olarak raporlanmaktadır. Bu varlık ve yükümlülükler ise ortaya çıkardıkları vergi gelir ve gider etkileri sebebiyle dönem net karını ve\rnakit akışlarını etkilemektedir. Firma değeri kavramı firmanın belirli bir projeksiyon döneminde yarattığı nakit akışlarının net bugünkü değerini ifade etmektedir. Bu çalışmanın amacı belirli varsayımlar altında finansal tabloları düzenlenen örnek birfirma temelinde ertelemiş vergi unsurlarının\rfirma değeri üzerinde etkilerini saptamaktır. Elde edilen sonuçlara göre tahmin döneminde vergi öncesi karın %1’i kadar her dönem gerçekleştiği varsayılan ertelenmiş vergi varlıkları faaliyetlerin, firmanın ve öz sermayenin değerini sırasıyla %1,25 1,24 ve %1,27 artırmaktadır. Vergi öncesi karın %1’i kadar gerçekleştiği varsayılan ertelenmiş vergi yükümlülükleri faaliyetlerin, firmanın ve öz sermaye değerini sırasıyla %0,84, %0,83 ve %0,85 azaltmaktadırÖğe Finansal Küreselleşmenin Kurumlar Vergisi Sorunu Üzerindeki Etkilerinin Dibe Doğru Yarış Teorisi Çerçevesinde Analizi(2022) Kuzu, MehmetGenellikle rekabet olgusu sistem dinamikle- ri üzerinde olumlu etki gösterse de bazı özellikli durumlarda sistem onları bozucu etki de yapabil- mektedir. Bu özellikli durumlardan biri de vergi te- orisinin uygulama alanlarından biri olan kurumlar vergisi sorununu belirlenmesi problematiğidir. Bu bağlamda 1980’lı yıllar ile birlikte başlayan küre- selleşme süreci; ülkelerin çokuluslu işletmelerin yatırımını çekebilmek için kurumlar vergisi oran- larını düşürmek için rekabet etmesine yol açmış- tır. Kurumlar vergisi oranını düşürme anlamında zararlı vergi rekabeti; veri matrahının aşınması, kamu gelirlerinin azalması, kamu hizmetlerinin ak- saması, kamu yatırımlarının azalması, vergi politi- kasının diğer ülkelerin vergi politikalarına bağım- lılığı, kurumlar vergisindeki kayıpların gelir vergisi mükelleflerinin yükümlülüklerini artırılması yoluy- la telafisi, kaynak ve gelir dağılımı adaletsizliği ve refah kaybı gibi sorunlara yol açmaktadır. Li- teratürde bu olumsuz sonuçlar “dibe doğru yarış” teorisi olarak isimlendirilmektedir. Bu çalışmanın amacı; finansal küreselleşme bağlamında küresel- leşmenin kurumlar vergisi oranları üzerindeki kısa dönem, uzun dönem ve tarihsel etkilerini sapta- maktır. Elde edilen sonuçlara göre; küreselleşme şokları küresel ölçekte ortalama kurumlar vergisi oranlarını düşürmekte ve kısa-uzun dönem denge yapısı sağlanmaktadır. Bu şoklardan en etkili olan- ları finansal ve ticari küreselleşme endeksleridir. Tarihsel olarak küreselleşme ivmesinin hızlandığı dönemlerde ekonomik küreselleşme değişkenle- rinin kurumlar vergisi oranı üzerindeki azaltıcı etki artmaktadır. Ayrıca sosyo-politik değişkenlerin ve ekonomik değişkenlerin kurumlar vergisi oranı üzerindeki tarihsel etkileri dönemsel olarak bir- birinin tersi olarak gerçekleşmektedir. Bu durum dibe doğru yarış olgusunun ekonometrik bir başka bulgusu olarak da görülebilir. Çünkü bir dönemde ekonomik küreselleşmenin kurumlar vergisi oran- ları üzerindeki azaltıcı etkisi sonraki dönemlerde sosyo-politik sorunlara neden olacağı için siyasi iradeler ve yürütme organları kurumlar vergisi oranı üzerinde dengeleme yapma eğiliminde ola- caklarından ekonomik ve sosyo-politik değişken- lerin etkileri birbirinin tersi yönde gerçekleşecek- tir.Öğe HEGEMONYANIN SİYASAL VE FİNANSAL ETKİLEŞİMİ ÇERÇEVESİNDE BIDEN DOKTRİNİ VE ABD-ÇİN REKABETİNİN TÜRK DÜNYASINA OLASI ETKİLERİ(2024) Kuzu, Mehmet; Kocaoğlu, FatihHegemonya, bir sistemin alt elemanları ve başka sistemlerin işleyişi üzerinde belirleyici olma gücünü ifade eder. Uluslararası ilişkiler disiplini ve onun alt branşları olan uluslararası ekonomi ve politika alanında hegemonya, genellikle bir devletin-ittifak sisrteminin diğer devletler veya ittifak sistemleri üzerindeki siyasal etkisi olarak tanımlanır. Dünya Savaşları'nı takiben, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 'nde Demokrat partili başkanlar, ABD’nin küresel siyasette tek hegemonik güç olduğu bir uluslararası siyasi ve ekonomik düzeni oluşturma he- defini benimsemişlerdir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, denizlerde hâkimiyeti sağlayan ABD ve karasal Av- rasya’yı kontrol eden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)' nin hegemonik garantörlükleri altında So- ğuk Savaş paradigmasından beslenen ve çatışma dinamiklerinin sürekli olduğu iki kutuplu bir uluslararası dü- zen kurulmuştur. 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Soğuk Savaş sona ermiştir ve ABD, küresel düzende tek hegemonik güç olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, 1978'den itibaren uygulanan reformlar ve ekonomik-siyasi açıklık politikaları sayesinde Çin, 2000'lerden itibaren küresel düzende ABD'nin başlıca hegemonik rakibi olarak kendini göstermiştir. 2016 başkanlık seçimi sonrası ABD Trump doktrini ile Çin’in ana düşmanı, Rusya’nın ana rakibi olduğu bir politika çerçevesi uygulamıştır. Ancak ABD’nin batı ittifakı sisteminde Çin ile tek başına rekabet etmesi, ABD’nin hegemonik gücündeki zayıflamayı derinleştirmiştir. 2020 başkanlık seçimleri sonrası Biden yö- netimi, Çin’e karşı birleşik batı ittifakı ve Asya-Pasifik ittifak sistemlerini kurarak hegemonik rekabeti daha ileri bir dereceye yükseltmiştir. Bu çalışmanın amacı; hegemonyanın ekonomi ve finans politikaları ile ilişkisi çerçe- vesinde Biden doktrini ve ABD-Çin rekabet dinamikleri arasındaki ilişkiyi incelemek ve bu ilişkinin Türk Dün- yası ile Türkiye üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirmektir. ABD ve Çin arasındaki hegemonik rekabetin boyutlarını analiz etmek amacıyla SWOT analizi yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem, bir durumun güçlü ve zayıf yönleri ile fırsatlar ve tehditlerini karşılaştırmayı mümkün kılar. ABD-Çin rekabetinin Türk Dünyası için hem avantajlar hem de dezavantajlar sunabileceği öngörülmektedir.Öğe The Impact of the Second Karabakh War on the Armenian Economy and Financial Markets in the Framework of Armenia's Foreign Relations(2023) Kocaoğlu, Fatih; Kuzu, MehmetThirty years after the First Karabakh War, the events that developed with Armenia's attack on the city of Tovuz in Azerbaijan started the Second Karabakh War in September 2020. While the first war was an ethnic-based conflict that emerged in the Soviet geography after the collapse of the Soviet Union, the second war was an ethnic conflict and a proxy war based on political economy, apart from the issues of reclaiming the lands that Azerbaijan had lost military control. After Turkey's geopolitical problems with Russia, it has sought to diversify its energy imports and replace Russian gas with Azerbaijani gas to reduce its dependence on Russia. The Tovuz attack, an essential point in delivering Armenian-Azerbaijani gas to Turkey, occurred in this ongoing process. In this primary layer, the Second Karabakh War was a proxy war based on the economy and politics between Russia and Turkey. With the war, Iran supported Armenia, and Israel supported Azerbaijan. In the secondary layer, it was a geopolitically based proxy war between Israel and Iran at a weaker level. Since the founding element of the war was the economic-political plane, this study examines the economic-political dimension of the war for Armenia. In this context, this study aims to analyze the effects of the Second Karabakh War on the Armenian economy and financial markets within the framework of Armenia's relations with Russia and the Western world. According to the results, during the process that turned into a war, the Armenian economy contracted with the increasing public expenditures during the war, and economic and financial fragilities increased. After the armistice, Turkey's internal economic-political and growing confidence in solving the problem provided capital inflows from Russia and the West, supporting economic growth and financial markets. However, the Armenian economy has been susceptible to the geopolitical and military tensions that have risen during the post-war period. On the other hand, Western and Russian capital are energizing the Armenian economy in alternative ways according to the changing geopolitical and alliance system conditions. Russia's relative influence in this dynamic is more significant. At a higher level of analysis, the main reason for this is Armenia's varying relations with Russia and the Western alliance. As Russia's positive impact on the Armenian economy decreased in the post-war period, this effect was replaced with the positive impact of Western capital on the Armenian economy.Öğe Seçmen Davranışlarına Ekonomik ve Finansal Kriz Kaynaklı Enflasyonist Şokların Etkisinin Ekonomik Oylama Teorisi Çerçevesinde İncelenmesi: 2018-2022 Türkiye Örneği(2023) Kocaoğlu, Fatih; Kuzu, MehmetEnflasyonist risk süreçlerinin seçmen davranışında yaptığı etkinin temelinde seçmelerin refah paylarını kaybetmesinin sonucu olarak aşınan satın alma güçleri sorunu yatmaktadır. 2013 yılı sonrası gelişmekte olan ülkelerde artan finansal kırılganlık nedeniyle enflasyonist şok dalgaları başlamıştır. 2020 yılında başlayan COVID-19 pandemisi sonrası küresel tedarik zincirlerinin kırılması sonrasında küresel ölçekte de maliyet baskısı tabanlı bir enflasyonist süreç başlamıştır. Bu çalışmanın amacı; Türkiye Cumhuriyetinde 2018 parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından günümüze dek yapılan seçim anketlerinde ekonomik kriz koşullarında enflasyonist süreçlerin siyasi partilerin oy oranlarına etkilerini tespit etmektir. Araştırma aylık frekansta yapılacak olup, yöntem olarak VAR (Vektör Oto Regresif) metoduna dayalı olarak varyans ayrıştırması, etki-tepki analizi ve tarihsel ayrıştırma metotları seçilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre enflasyonist süreç iktidar partilerin oy oranlarında azalma ve muhalefet partilerinin oy oranlarında artışa sebep olabilmektedir. Yani enflasyonist süreç partiler arasında oy geçişkenliğini de etkilemektedir. Bununla birlikte; maliyet enflasyonunun seçmen davranışı üzerindeki etkilerinin, talep enflasyonundan daha yüksek olduğu gözlenmektedir.Öğe Türkiye Altın Fiyatlarını (Gau/Try) Etkileyen Faktörlerin Birbirleri İle Mukayeseli Olarak İncelenmesi(2022) Kuzu, MehmetAmaç – Bu çalışmanın amacı; Türkiye altın fiyatlarını (Gram Altın/Türk Lirası Paritesi) etkileyen\rfaktörlerin birbirleri ile mukayeseli olarak incelenmesidir.\rYöntem – Araştırmada kullanılan değişkenler Türkiye altın fiyatları (Gram Altın/TL) Borsa İstanbul BİST100 endeksi, Türkiye 5 yıllık CDS primi, Türkiye TÜFE yıllık değişim, döviz kuru (Dolar/TL), faiz farkı\r(Türkiye 10 yıllık tahvil faizi-ABD 10 yıllık tahvil faizi), petrol fiyatları (Brent ve Ham petrol fiyatları eşit\rağırlıklı oluşturulan fiyatları ortalaması), Chicago Board Options Exchange (CBOE)'in volatilite endeksi\rolan VIX korku endeksidir. Zaman serileri 2013 Mayıs ve 2021 Kasım tarihleri arasında aylık frekansta\rlogaritmik olarak gözlemlenmiştir. Çalışmada, Johansen eş-bütünleşme testi, VAR metodu ve Granger\rnedensellik testleri kullanılmıştır.\rBulgular – Araştırmada Türkiye altın fiyatlarını açıklayan değişkenler uzun dönemde dengeye\rgelmektedir ve kısa dönemde oluşan dengeden sapmalar uzun dönemde yeniden dengeye gelmektedir.\rNedensellik analizine göre enflasyon, Bist-100, faiz farkı %5 ve VIX korku endeksi % 10 anlamlılık\rdüzeyinde Türkiye altın fiyatlarının nedenidir. Kısa dönemde 1.gecikmeler düzeyinde Dolar/TL dışında\rtüm değişkenler istatistiki olarak anlamlıdır. Bu değişkenlerden kısa dönemde enflasyon, petrol fiyatları ve\rVIX endeksinin katsayısı negatif, diğer değişkenlerin katsayısı pozitiftir. Uzun dönemde ise petrol, fiyatları,\rfaiz farkı %5, Bist-100 endeksi %10 düzeyinde anlamlıdır. Bu değişkenlerden Bist-100 endeksi ve petrol\rfiyatları değişkenlerinin katsayısı pozitif, faiz farkı değişkeninin katsayısı negatif işaretlidir. Varyans\rayrıştırması sonuçlarına göre değişkenlerin altın fiyatlarını açıklamada önem sırası; faiz farkı, TÜFE, petrol\rfiyatları, Bist-100, CDS, Dolar/TL, VIX şeklinde gerçekleşmiştir. Etki-tepki analizine göre; ilk dönemlerde;\renflasyon, faiz farkı ve VIX endeksindeki şoklara altın fiyatları değişkeni negatif yönlü diğer değişkenlere\rpozitif yönlü tepki vermiştir.\rTartışma – Kısa dönemdeki faiz farkı artışları türkiye altın fiyatlarını yükseltirken uzun dönemde altın\rfiyatlarını düşürmektedir. Çünkü uzun dönemde yatırımcıların faiz beklentileri daha yüksek olduğu için\rtasarruflarını altından devlet tahvilleri ve mevduata yönlendirdiği söylenebilir. Enflasyon değişkeni; kısa\rdönemde TL’deki aşırı değer kayıplarının yanısıra etkisinin faizlerin etkisinden daha düşük olması ve kısa\rdönemde ortaya çıkan negatif reel faiz nedeniyle altın fiyatlarını düşürmektedir. Bir diğer yönden artan\rpetrol fiyatları yatırımcılara daha cazip geldiği için kısa dönemde altın fiyatları ile negatif yönlü ilişki söz\rkonusu iken uzun dönemde petrol fiyatları Türkiye’deki altın fiyatlarını artırmaktadır. Ayrıca TL’nin\rucuzlamasıyla azalan reel borsa getirileri de kısa ve uzun dönemde altın fiyatlarını yükseltmektedir. Çünkü\rteorik olarak uzun dönemde altın yatırımcıları genellikle altın yatırımlarından borsa yatırımlarına göre\rdaha çok getiri beklemektedir Ayrıca; Türkiye’de altın fiyatları GAU/TRY şeklinde bir paritedir, değeri\rdüşen TL bu pariteyi artırmaktadır. Bir diğer yönden Türkiye’nin risk primi kısa dönemde etkisi faiz\rfarkından az olmakla birlikte altın fiyatları üzerinde baskı oluşturmaktadır. Döviz kurlarının; kısa ve uzun\rdönemde istatistiki olarak %5 düzeyinde anlamlı bir etkisi gözlemlenmemiş, uzun dönemde %10\rdüzeyinde gözlemlenmiştir. Bunun nedeni; dövizin etkilerinin diğer değişkenler içerisinde gerçekleşmesi\rolarak yorumlanabilir. Kısaca Türkiye’de altın fiyatlarında faiz farkları üzerinden faizler ve enflasyon\rbelirleyici olup kısa dönemde Türkiye’nin risk primi altın fiyatları üzerinde baskı oluşturmaktadır ve döviz\rkurlarının negatif etkisi uzun dönemde gerçekleşmektedir. Küresel piyasalardaki değişkenler ise; petrol\rfiyatları ve Vix endeksi kısa dönemde altın fiyatlarını düşürmekte, uzun dönemde ise petrol fiyatları altın\rfiyatlarını yükseltmektedir. Değişkenlerin kısa ve uzun dönemde değişen katsayı işaretlerinin temelinde\ryatırımcıların altın ve bu değişkenlerden kısa ve uzun dönemde bekledikleri getirilerin farklılaşması yattığı\ryargısı öne sürülebilir