Spor Yöneticiliği Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    The Relationship Between Trait Anxiety Levels And Future Expectations Of Young Individuals
    (International Journal of Life science and Pharma Research (IJLPR), 12.01.2022) Tuncay ÖKTEM; Mevlüt GÖNEN
    The future expectations of the youth of university-age can influence many of their decisions like the choice of university till their life plans. Many factors, including the psychological state, can affect the expectation for the future. In this study, the relationship between anxiety, which is one of the mentioned psychological factors, and future expectation was examined. A total of 1026 people from various cities of Turkey were enrolled in the special talent exam held by Bayburt University School of Physical Education and Sports. The state and trait anxiety scale developed by Spielberger and his friends was used.The Turkish reliability and validity study of the scale was conducted by Öner and Le Compte. The trait anxiety dimension of the related scale was used. The Future Visions Scale developed by Ginevra and his friends was used. The Turkish reliability and validity study of the scale was conducted by Akça and his friends. Research data were analyzed using SPSS 25 package program. As a result, there is a moderate negative relationship between the trait anxiety scores of all individuals participating in the research and the optimism and hope sub-dimensions of the future expectations scale, and a moderate positive relationship was found in the pessimism sub-dimension. In the correlation test according to gender, there is a negative moderate relationship in the optimism and hope sub-dimensions, and a positive moderate relationship in the pessimism sub-dimension in both female and male individuals. In the analysis made for another variable, the type of high school graduation, although there was a negative moderate relationship between trait anxiety and optimism and hope sub-dimensions, a positive moderate relationship was found with the pessimism sub-dimension.
  • Öğe
    Öğretmenlerin Spora Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (Bayburt İli Örneği)
    (Gece Kitaplığı, 15.12.2021) Tuncay ÖKTEM
    İnsan hayatında önemli bir yer tutan ve yaşamın hemen hemen her evresinde karşılaştığımız spor kavramına yönelik, çeşitli aracılar vasıtasıyla birtakım tutumlar sergileyebiliyoruz. Bu evreler içerisinde olan eğitim ve öğretim ortamında sporun görünen yüzü olarak karşımıza öğretmenler çıkmaktadır. Öğretmenlerin spora yönelik tutumlarının, öğrencilerin spora bakışlarının olumlu ya da olumsuz yönde gelişmesi açısından bir etki ortaya çıkaracağı söylenebilir. Bu bağlamda araştırmanın amacı; Bayburt ilinde görev yapan öğretmenlerin spora yönelik tutumlarının yaş, cinsiyet, görev yılı, medeni durum, okul tipi, okulun bulunduğu yer, branş, spor yapma ve aktif spor yapma değişkenlerine göre incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Bayburt ilinde görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama aracı kişisel bilgi formu ve anket formudur. Çalışmamızda 2021 yılında Bayburt ilinde görev yapan 249 öğretmenin spora yönelik tutumu üzerinde çalışılmıştır. Bu bağlamda spora yönelik tutumu ölçmek için Şentürk (2012) tarafından geliştirilen "spora yönelik tutum ölçeği" kullanılmıştır. Bu bağlamda elde edilen veriler IBM SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 26 programında yer alan "bağımsız örneklem t-testi, one-way anova, post-hoc testleri, Pearson korelasyon analizi" sonuçlarına göre raporlandırıldı. Çalışma sonucunda; cinsiyet değişkenine göre erkek katılımcıların, yaş değişkenine göre 30 yaş altı katılımcıların, medeni durum değişkenine göre bekar katılımcılarım spora yönelik tutumlarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Aktif spor yapma ve spor yapma değişkenine göre spor yapan katılımcıların bariz bir şekilde spora yönelik tutumlarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Görev yılı, görev yapılan okul türü ve görev yapılan okulun bulunduğu yer değişkenlerine göre çok fazla fark olmamasına rağmen 5 yıl altı çalışan, köyde ve lisede görev yapan katılımcıların spora yönelik tutumların yüksek olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    BAYBURT İLİNDE GÖREV YAPMAKTA OLAN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN İŞ DOYUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
    (Gece Kitaplığı, 2020) Tuncay, ÖKTEM
    İş doyumu, çalışanların örgütlerinden elde edebileceği değerlerle ihtiyaçları olan değerleri eşit gördüğünde ya da birleştirilebilir bulduğunda hissedebileceği (Başaran, 2004), yani bireylerin kendi değerlerinin ve standartlarının yaptıkları iş ile uyumlu olduğunda ortaya çıkan bir duygudur (Gordon, 1993). Reio ve Kidd (2006) iş doyumunu, bir çalışanın geçmiş deneyimlerinden, mevcut beklentileriyle ilişkili bir şekilde iş deneyimleri hakkında kendisinde bulunan hisler şeklinde tanımlamaktadır. İş doyumu, çalışanların yaptıkları işe karşı kendilerinde barındırdıkları olumlu veya olumsuz duyguların bir kombinasyonunu, beklentilerinin ne ölçüde olduğunu ve ödüllerle ne kadar eşleştiğini temsil eder (Davis ve Newstrom, 1985; Aziri, 2011). Wagner ve Hollenbeck (1992), iş doyumunun zevkli bir duygu olduğunu belirtirken bu duygunun meydana gelmesi için çalışanın kişisel iş değerlerinin işi tarafından karşılanması gerektiğine dikkat çekmektedir. İşin özellikleriyle çalışanların taleplerinin birbiri ile uyumlu olması halinde meydana gelir (Muchinsky, 2000). Yani iş doyumu, bireyin işyerindeki davranışıyla yakından bağlantılıdır (Davis ve Newstrom, 1985; Aziri, 2011). Anthony ve arkadaşları (2007), çalışan bireyin yetenekleri iyi bir şekilde kullanıldığında, yeteneklerini artıracak eğitimler gerçekleştirildiğinde ve iş ortamının çalışanın performansını sergilemesi için gereken uygun koşullar sağlandığında iş doyumunun oluşacağını belirtmektedirler. Bu durumlar sağlanmaz ise iş doyumunun eksikliğinden dolayı çalışanın performansı olumsuz etkilenir, verimi azalır, devamsızlık ve işi bırakma gibi durumlara neden olur (Altuntaş, 2014). Öğretmenlerde iş doyumu ise, verilen eğitimin kalitesini yükseltmek, iyi bir eğitim sağlamak için bir araç işlevi görebilir. Bununla birlikte öğretmenlerde iş doyumunu, baskıcı bir yönetimden olumsuz; yöneticiler, iş arkadaşları ve velilerle iyi ilişkilerden olumlu yönde etkilenmektedir (Michaelowa, 2002).
  • Öğe
    12 HAFTALIK HALTER ANTRENMANININ SEDANTER BİREYLERİN BAZI PARAMETRELERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ
    (2021) KUL, Murat; TÜRKMEN, Mutlu; ÖKTEM, Tuncay; ŞİPAL, Onur; AKSOY, Ömer Faruk; AKOVA, Abdullah
    Spor ve egzersizin olduğu her yerde, ağırlık kaldırma çalışmalarının da yer aldığından söz edilebilir. Söz konusu çalışmalar kas gücünü, kas kütlesini ve eklem gücünü geliştirmek için kullanılır. Bu doğrultuda halter çalışmaları diğer sporlar için de fiziksel egzersiz programının bir parçası olarak antrenmanın önemli bir bileşenidir. Halter branşının fiziksel doğası gereği fizyoloji, biyomekanik, diyet ve yaralanma gibi fiziksel faktörler üzerine araştırmalara yol açmıştır. Bu bağlamda araştırmanın amacını, 12 haftalık halter antrenman programı dahilinde eğitim gören sedanter bireylerin, belirlenen bazı parametrelerine etkisinin incelenmesi oluşturmaktadır. Araştırmaya Bayburt ilinde ikamet eden sedanter, daha önce halter eğitimi almamış ve herhangi bir sakatlığırahatsızlığı olmayan, yaş ortalamaları 25,36±5,58 (yıl), boy ortalamaları 169,07±8,42 (cm), vücut ağırlıkları 65,10±13,71 (kg) olan 10 erkek (%71,4) ve 4 kadın (%28,6) gönüllü olarak katılmışlardır. Katılımcılara sağ ve sol el baş parmak kavrama kuvveti, sırt ve bacak kuvveti, sağ ve sol el pençe kuvveti, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, vücut yağ yüzdesi, dikey sıçrama ve otur-eriş esneklik testi ölçümleri 12 haftalık halter eğitimi öncesi, 8.hafta sonrası ve 12.hafta sonrası uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, tekrarlı ölçümler arasındaki farklılıkları belirlemek amacıyla nonparametrik testlerden Friedman testi kullanılmış, ölçümler arasındaki fark ise Wilcoxon testi ile belirlenmiştir. Erkek katılımcıların sırt ve bacak kuvveti, otur-eriş esneklik, sağ el baş parmak kavrama kuvveti, sol el baş parmak kavrama kuvveti, sağ el pençe kuvveti, sol el pençe kuvveti ve dikey sıçrama ölçümlerinde anlamlı fark tespit edilirken (p<0,05), vücut ağırlığı, beden kitle indeksi ve vücut yağ yüzdesi ölçüm değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05). Kadın sporcuların ise sırt ve bacak kuvveti, sol otur-eriş esneklik, sağ el pençe kuvveti ve dikey sıçrama değişkenlerinde anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Diğer taraftan, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, vücut yağ yüzdesi, sağ otur-eriş esneklik, sağ el baş parmak kavrama kuvveti, sol el baş parmak kavrama kuvveti ve sol el pençe kuvveti değerleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05).
  • Öğe
    INVESTIGATION OF THE BENEFIT LEVELS OF INDIVIDUALS PARTICIPATING IN RECREATION ACTIVITIES FROM RECREATION ACTIVITIES THEY PARTICIPATE IN
    (Gece Kitaplığı, 2020)
    Developments in technology and economy give people more time and opportunities to participate in recreation and entertainment activities (Akgül et al., 2018). With these developments, people have more free time and individuals tend to various recreational activities to evaluate this free time. These activities which they tend, bring many benefits to people. Recreation and leisure activities can ease the tiredness and stress that people experience at work or school; increase their energy and motivations, as they provide opportunities for self-expression, relaxation and various other benefits. It can also be said that in the process of participating in such activities, the person benefits themselves or the society while performing the activities. In addition, it can be thought that recreation can provide every person with an opportunity to achieve a valuable and meaningful life and to further improve the quality of life. In the light of all this information, the aim of the study is the examination of the benefit levels of the individuals living in the province of Bayburt regarding recreation activities.
  • Öğe
    BEDEN EĞİTİMİ VE SPORDA YENİLİKÇİLİK
    (Mayıs-2020) Mustafa Alper Mülhim; Murat KUL
    Sonuç olarak; beden eğitimi ve spor alanında yenilikçilik çağımızın gereklilikleri bakımından birçok hususta önem arz etmektedir. İlgili alan yazında pek fazla yer almayan beden eğitimi ve sporda yenilikçilik konusunun, spor eğitimi veren kurumlara, spor işletmelerine, teşkilatlarına, organizasyonlarına sağlayabileceği katkıların daha net ortaya konulması amacıyla araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimcilerin, yeniliklere açık ve bu yeniliklerin uygulanmasında öncü bireyler olarak topluma ve öğrencilere örnek olmaları, bu bağlamda kendilerini sürekli geliştirmesi için yaşam boyu öğrenme becerilerine ve yenilikçi bakış tarzına sahip olmaları kendilerinden beklenen en önemli özellikler arasında yer almaktadır. Dolayısıyla beden eğitimi ve sporun içerisinde yer alan her paydaş kişi veya grupların; sporcular, antrenörler, seyirciler, hakemler, yöneticiler, spor eğitimi veren eğitim kurumları yöneticileri,eğitimcileri ve bu alanda eğitim gören öğrencilerin bireysel yenilikçilik düzeyleri ve kategorileri çeşitli nicel ve nitel yöntemlerle incelenip, beden eğitimi ve sporda yenilikçi bakış tarzı kazandırılmalı, onların çağın gereklilikleri doğrultusunda yenilikçi bireyler olmaları ve bu alandaki yeniliklerden en üst düzeyde faydalanabilmeleri yönünde etkinlikler planlanması önerilebilmektedir.
  • Öğe
    HUZUREVİNDE YAŞAYAN YAŞLILARDA EGZERSİZ VE FİZİKSEL AKTİVİTELERİN YAŞAM DOYUM DÜZEYLERİNE ETKİSİ
    (Haziran 2020) Üstün Türker; Murat Kul
    Sonuç olarak; huzurevinde yaşayan yaşlılar üzerinde uygulanan fiziksel aktiviteler ve sportif etkinliklerin onların yaşam doyum düzeylerini yükselttiği, aktif yaşlanma bilincine olumlu yönde katkı sağladığı görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda, huzurevlerinde Spor Uzmanı istihdam edilmesinin yaşlıların yeniden topluma entegre edilmesi, psiko-sosyal gelişimlerinin iyileşmesi, günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde fiziksel yeterliliklerinin korunması açısından gerekliliğinin göz ardı edilmemesi gerektiği ve insan yaşamında her dönemin kendine özgü özellikler barındırdığı unutulmadan, yaşlıların bağımlı bir yaşam sürdürmelerinin önüne geçilerek, fizyolojik ve psikolojik güçleri, ilgi alanları ve potansiyelleri doğrultusunda gelecek yıllarını daha sağlıklı ve aktif olarak sürdürmelerinin desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Elit Karate Sporcularında İmgeleme ve Kaygı İlişkisinin İncelenmesi?
    (https://dx.doi.org/10.29228/TurkishStudies.42718, 2020) Boz, Emre; Kul, Murat
    Bu araştırmanın temel amacı, elit karate sporcularının imgeleme kullanımları ve sürekli kaygı düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklem grubunu tesadüfi örneklem seçme yöntemiyle belirlenen 120 [n(erkek)=61, n(kadın)=59] elit karate sporcusu oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak “Sporda İmgeleme Envanteri” ve “Sürekli Kaygı Envanteri” kullanılmıştır. Bu değişkenler parametrik testlerle sınanmış, aralarındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla da Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon (r) Katsayısı tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, yarışma alanı değişkenine ilişkin sürekli kaygı toplam puanı ve “Motivasyonel Özel İmgeleme” alt boyutu arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Katılımcıların anne eğitim durumu değişkeni ile “Motivasyonel Genel-Uyarılmışlık” ve “Motivasyonel Genel-Ustalık” alt boyutları arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Sürekli kaygı toplam puanı ile sporda imgeleme envanteri alt boyutlarından “Bilişsel İmgeleme” alt boyutunda düşük düzeyde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Millilik sınıfı ile sürekli kaygı toplam puanı değişkenlerine ilişkin yapılan korelasyon analizi neticesinde de düşük düzeyde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Yine millilik sınıfı değişkeni ilişkin analiz neticesinde sporda imgeleme envanteri alt boyutlarından “Bilişsel İmgeleme” alt boyutunda düşük düzeyde istatistikî açıdan anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak elit karate sporcularında imgeleme kullanımı ile sürekli kaygı toplam puanı arasında “Bilişsel İmgeleme” alt boyutunda düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Sporda Sponsorluk Üzerine Bir Derleme
    (2020) Öktem, Tuncay
    Sponsorluk, ticari amaçlara ulaşabilmek için bir aktiviteye nakdi veya ayni destek sağlama şeklinde tanımlanabilir. Sponsorluk, kurumların yaptıkları iş ile doğrudan bağlantısı olmayan bir etkinliğe desteği aracılığıyla kurum veya marka için farkındalık yaratacak olumlu bir tanıtım meydana getirmeyi amaçlayan,sponsorluğun uygulama alanları içerisinde spor alanı kendisine geniş bir alan bulmakta ve kendisini ön plana çıkarmaktadır. Bu çalışmanın amacı, sponsorluğun tarihsel gelişimini ve bireysel sporcuların, spor kulüplerinin, spor organizasyonlarının en önemli gelir kaynaklarını içinde barındıran sporda sponsorluk kavramını, türlerini ve kategorilerini incelemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman toplama ve inceleme yöntemi aracılığıyla verilere ulaşılmıştır. Bu çalışmada veri toplamak için; kitap, makale, tez, internet sitesi ve benzeri veri toplama araçlarından faydalanılarak tarama yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmada genelde sponsorluk, özelde ise sporda sponsorluk hakkında bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda çalışma kapsamında sponsorluğa ve sporda sponsorluğa yönelik bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda sporda sponsorluk, dünyanın hemen hemen her yerinde kurumların hedef kitlelerine ulaşmakta kullandıkları en etkili iletişim araçlarından biri haline geldiği söylenebilir. Buradan da anlaşılacağı gibi spor sponsorluğunun, kurumların vazgeçilmez bir aracı, sporcuların, organizasyonların, yayıncı kuruluşların ve spor kulüplerinin kaybetmek istemeyecekleri bir gelir kaynağı olarak varlığını ve gelişimini sürdürmeye ve sponsorluk içindeki payını artırmaya devam edeceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Investigation of physical education and sports students’ attitudes towards e-learning
    (2020) Öktem, Tuncay
    The present study aimed to investigate the attitudes of university students who have received sports education towards E-learning. Quantitative research model was applied in the research. The population of the study consisted of 315 students who were selected via random sampling method, at Bayburt University School of Physical Education and Sports. The e-learning attitude scale which was developed by Wilkinson, Roberts and While (2010) and adapted to Turkish by Haznedar and Baran (2012) was used in the study. The data were analyzed through SPSS 22 package program. For descriptive data analysis; ANOVA and Independent Sample T test were applied. The result of the one-way analysis of variance showed that the Physical Education Teaching and Sports Management departments had higher scores than the Coaching Department. In this context, according to the results obtained from the research, it can be said that Coaching Department had lower score than the other two departments because of the fact that there were more courses requiring technical skills compared to the Physical Education Teaching and Sports Management departments.