Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Meleklere iman ve hayata yansımaları(Bayburt Üniversitesi, 2023) Çeviren, Birhan; Artış, AbdulazizMeleklere iman konusu hem iman esasları içerisinde hem de insanın manevi dünyasında önemlidir. Semavi dinlerde ve birçok inanç sisteminde meleklere imanın, temel esaslardan sayıldığı görülmektedir. Meleklere imanın iman esasları içerisinde ikinci sırada ifade ediliyor olması, sonrasındaki tüm esasların kabulünün meleklere iman ile mümkün olması sebebiyledir. Çünkü Allah ile kulları arasında aracı olarak haberler getiren onlardır. Bu çalışmanın varsayımı, itikâdî temelleri doğru ve düzgün olarak anlaşılan meleklere iman konusunun insanın Allah ile olan ilişkisine olumlu yönde etkisi olacağıdır. İmanı olgun bir Müslüman olmanın yollarından birisinin bu anlayışla beraber olacağı kanaatindeyiz. Konumuzla ilgili araştırmalar yaparken tespit ettiğimiz noktalardan birisi demeleklere imanın diğer çalışmalarda hayata yansımaları yönü ile ele alınmadığıdır. Bu çalışmamızla beraber meleklere imanın hayata yansımaları konusuna katkı sunacağımıza inanıyoruz.Öğe Tekstil atığı reaktif boyar maddelerin çimento katkı maddesi olarak değerlendirilmesi(Bayburt Üniversitesi, 2023) Aydın, Gülsüm Merve; Erdem, EminÜlkemiz dünyada tekstil sanayinde önemli bir yere sahiptir ve bu alanda faaliyet gösteren çok sayıda fabrika bulunmaktadır. Boyar maddelerin yeniden değerlendirilmesi ile ilgili farklı yöntemler kullanılmakla birlikte tam olarak arıtım gerçekleştirilememektedir. Atık giderimi günümüzde çeşitli sektörlerde oldukça günceldir ve bu yolla bir yandan oluşan atığın yol açacağı çevre problemlerinden kurtulunurken diğer yandan endüstriyel değerlendirme ve ekonomiye katkı sağlanmaktadır. İnşaat sektöründe özellikle çimento üretiminde kullanılabilen sanayi atık ürünleri genel olarak betonun mekanik, fiziksel, durabilite, işlenebilirlik gibi özelliklerini geliştirirler. Çimento üretiminde kullanılan çeşitli kimyasal katkılar çimento üreticilerinin farklı fiziksel özelliğe sahip ürünleri daha ekonomik maliyetle üretmelerini sağlar. Çoğunlukla organik bileşiklerden oluşan bu katkılar (öğütme yardımcıları, öğütme kolaylaştırıcıları); dayanım, su geçirimsizliği, priz süresi ve hacimce genleşme gibi çimentonun bazı özelliklerinde iyileşme sağlarlar. Tekstil atık sularıyla birlikte çevreye deşarj edilen boyar maddeler aslında çimentolarda katkı olarak kullanılan organik maddelere benzer özellikler taşırlar. Bu çalışmada, halen piyasada yoğun olarak kullanılan Reaktive Yellow 37, Reaktive Turkuaz Blue 21, Reaktive Brill Blue 220, Raktive Navy Blue 250 boyar maddelerinin portland çimentosu hidratasyonuna etkileri ve katkı maddesi olarak kullanılabilirliği araştırıldı. Bu amaçla boyar maddeler (ağırlıkça %0,001-0,002-0,004-0,009-0,020-0,040 oranlarında) ile hazırlanan çözeltiler ve tekstil atık suyunun içerdiği sodyum karbonat ilave edilerek oluşturulan model çözeltiler, çimentolar için karışım suyu olarak kullanıldı. Normal su yerine karışım suyu olarak kullanılan bu çözeltilerin CEM I (42,5 R) çimentosunun priz süresi, dayanımlar, hacimce genleşme, su/çimento oranı gibi özelliklerine etkileri belli periyotlarda hidrasyonları izopropil alkolle durdurularak hidratasyon ürünlerinin gelişimleri, DSC-TG-DTG, FTIR, X-ışınları kırınımı teknikleriyle izlendi. Eklenen boyarmaddelerin çimentoların su/çimento oranlarını eklenen boyarmadde miktarına bağlı olarak azalttığı, basınç dayanımlarını artırdığı, çimento özelliklerine olumsuz etki oluşturmadığı ve renkli beton üretimi için başarıyla kullanılabileceği sonucuna ulaşıldı. Ayrıca bu şekilde bir kullanımla: bir yandan önemli bir çevre probleminin çözümüne katkı sağlanırken diğer yandan çimento sanayi için de atık maddelerden alternatif kimyasal katkı elde edilmiş ve endüstriyel atık değerlendirilmiş olacaktır. Anahtar Kelimeler: Tekstil atık suyu, reaktif boya, çimento katkısı, çimento hidratasyonu.Öğe Okul müdürlerinin liderlik stillerinin beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin örgütsel vatandaşlık davranışları ve psikolojik sağlamlıkları üzerindeki etkilerinin incelenmesi(Bayburt Üniversitesi, 2023) Köse, Gülten; Ceyhan, Mehmet AliBu araştırma okul müdürleri liderlik stilleri ile beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin örgütsel vatandaşlık davranışları ve psikolojik sağlamlıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda nicel olarak yürütülen araştırmanın temel amacı ile tutarlı olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 33 kadın ve 144 erkek olmak üzere toplam 177 beden eğitimi ve spor öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma grubu seçiminde olasılıklı olmayan örnekleme yaklaşımlarından kolayda örnekleme yönteminden faydalanılmıştır. Veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmış olup bu form dört bölümden oluşmaktadır. Anket formunun: birinci bölümünde "Kişisel Bilgi Formu", ikinci bölümünde "Okul Müdürleri Liderlik Stilleri Ölçeği", üçüncü bölümde "Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Ölçeği", dördüncü bölümde "Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği" yer almaktadır. Bu form aracılığıyla elde edilen ham verilerin ilk olarak veri türü gözetilerek tanımlayıcı istatistikleri hesaplanmıştır. Daha sonra elde edilen verilere ilişkin ölçeklerin boyutlarının güvenirlikleri araştırılmış olup farklılık ve ilişki (korelasyon) testleri, istatistiksel değerlendirmeler yapılmıştır. Bu doğrultuda; cinsiyet değişkeni kapsamında anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Ancak medeni hal değişkenine göre örgütsel bağlılık ve özerklik ve değerlilik alt boyutlarında evli katılımcıların lehine anlamlı farklılıkların olduğu bulunmuştur. Mesleki hizmet süresi değişkeni ile dönüşümcü liderlik alt boyutu arasında negatif yönde ve düşük düzeyde, serbest bırakıcı liderlik alt boyutu arasında ise pozitif yönde ve düşük düzeyde anlamlı ilişkiler bulunmaktadır. Katılımcıların örgütsel vatandaşlık davranışları ile psikolojik sağlamlıkları arasında pozitif yönde ve orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Katılımcıların dönüşümcü liderlik algıları ile örgütsel vatandaşlık davranışları arasında pozitif yönde ve orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Katılımcıların serbest bırakıcı liderlik algıları ile örgütsel vatandaşlık davranışları arasında negatif yönde ve düşük düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların sürdürümcü liderlik algıları ile örgütsel vatandaşlık davranışları arasında negatif yönde ve düşük düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Ayrıca katılımcıların sürdürümcü liderlik algıları ile psikolojik sağlamlıkları arasında negatif yönde ve düşük düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla dönüşümcü liderlik davranışları artıkça örgütsel vatandaşlığın artığı, serbest bırakıcı liderlik davranışları artıkça örgütsel vatandaşlığın azaldığı ve sürdürümcü liderlik davranışları artıkça örgütsel vatandaşlığın ve psikolojik sağlamlığın azaldığı sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Beden eğitimi ve spor öğretmeni, Liderlik, Örgütsel vatandaşlık, Psikolojik sağlamlık.Öğe Profesyonel futbolcularda futbol müsabakasının kasın viskoelastik özelliklerine etkisi(Bayburt Üniversitesi, 2023) Dığrak, Muhammed Halid; Çakır, ZekaiBu araştırmada Türkiye Futbol Federasyonu Süper Ligde bulunan Konyaspor futbol takımında oynayan 25 profesyonel futbolcuların 90 dakikalık bir futbol müsabakası içinde ortaya koymuş oldukları performansın hamstring ve quadriceps femoris kasları üzerine viskoelastik etkileri MyotonPRO cihazı kullanılarak ölçüldü. Sporcuların yaş ortalaması 27,4, boy ortalaması 182,2 cm, ağırlık ortalaması 78,3 kg olarak ölçülmüştür. Oyuncuların vücüt yağı yüzdesi ortalama olarak 9,1, koşu mesafesi 9398,2 ve sprint mesafesi 138,8 olarak belirlendi. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve İstatistiksel analizler SPSS version 25 yazılımı kullanılarak yapıldı. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu görsel (histogram ve olasılık grafikleri) ve analitik yöntemler (Shapiro-Wilktestler) kullanılarak incelendi. Tanımlayıcı analizler ortalama ve standart sapma kullanılarak verildi. Değişkenlerden normal dağılım kriterlerini sağlamayan verilerde zamanla meydana gelen değişimi karşılaştırmak için Wilcoxon testi kullanıldı. İstatistiksel olarak anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Yapılan çalışma sonucunda, çalışmaya alınan bireylerin rektus femoris kası frekans sonuçlarının maç öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (p>0,05), rektus femoris kası elastisite sonuçlarının maç öncesi ve sonrası istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (p>0,05) belirlenmiştir. Rektus femoris kası sertlik sonuçlarının maç öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında ise istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (p>0,05), biceps femoris kası frekans sonuçlarının maç öncesi ve sonrasında ise, istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (p>0,05) tespit edilmiştir. Biceps femoris kası sertlik sonuçlarının maç öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında ise, biceps femoris kası sertlik sağ bacak sonuçlarının istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunurken (p<0,05); biceps femoris kası sertlik sol bacak sonuçlarının istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (p>0,05), biceps femoris kası elastikiyet sonuçlarının maç öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, biceps femoris kası elastikiyet sağ bacak sonuçlarının istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır (p>0,05); biceps femoris kası elastikiyet sol bacak sonuçlarının istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (p>0,05) belirlenmiştir. Sonuç olarak profesyonel futbolcularda futbol müsabakasının biceps femoris kası üzerinde anlamlı etkisi olduğu tespit edilmiştir. Rectus femoris kası için ise yapılan müsabaka, anlamlı bir etki oluşturmamıştır.Öğe Spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kişilik özellikleri ile liderlik davranışlarına ilişkin öz algıları arasındaki ilişkilerin incelenmesi (Bayburt Üniversitesi örneği)(Bayburt Üniversitesi, 2023) Bulut, Adem; Karataş, İsmail; Adatepe, EdaBu araştırma, Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin kişilik özellikleri ile liderlik davranışlarına ilişkin öz algıları arasındaki ilişkilerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu bağlamda nicel olarak yürütülen çalışmanın amacıyla tutarlı olarak ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu, 188 kadın ve 263 erkek olmak üzere toplam 451 Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma grubu seçiminde kolayda örnekleme yönteminden faydalanılmıştır. Veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmış olup bu form üç bölümden oluşmaktadır. Bu anket formunun birinci bölümünü "Kişisel Bilgi Formu", ikinci bölümünü "Lisans Öğrencilerinin Liderlik Davranışlarına İlişkin Öz Algıları Ölçeği", üçüncü bölümünü "Türkçe Büyük Beşli Kişilik Ölçeği" oluşturmaktadır. Bu form aracılığıyla elde edilen ham verilerin ilk olarak veri türü gözetilerek tanımlayıcı istatistikleri hesaplanmıştır. Araştırmada elde edilen verilere ilişkin farklılık, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Bu bağlamda cinsiyet, bölüm ve sınıf değişkenlerine göre katılımcıların kişilik özelliklerinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ayrıca yaş değişkeni ile kişilik özelliği kapsamındaki dışa dönüklük ve yumuşak başlılık alt boyutları arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı ilişkilerin olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak aktif olarak spor yapma yılı değişkeni ile kişilik özelliği kapsamındaki dışa dönüklük ve yumuşak başlılık alt boyutları arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı ilişkilerin olduğu bulunmuştur. Öğrenim görülen bölüm, aktif olarak spor yapma ve aktif olarak yapılan spor branşı türü değişkenlerine göre katılımcıların liderlik davranışlarına ilişkin öz algılarında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca yaş değişkeni ile kendine güvenen lider alt boyutunda pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak katılımcıların kişilik özellikleri ile liderlik davranışlarına ilişkin öz algıları arasında anlamlı ilişkilerin olduğu tespit edilmiş olup bu kişilik özelliklerinin liderlik davranışlarına ilişkin öz algılar üzerinde etkili oldukları anlaşılmıştır.Öğe Çeşitli antrenman metotlarının taekwondocularda bazı biyomotor ve fizyolojik özelliklere etkisi(Bayburt Üniversitesi, 2024) Aydemir, Burakhan; Kul, MuratBu çalışmanın amacı, çeşitli antrenman metotlarının taekwondocularda bazı biyomotor ve fizyolojik özelliklere etkisini incelemektir. Kontrol gruplu deneysel model kullanılarak yapılan bu çalışmada 3 farklı araştırma grubuyla uygulama yapılmıştır. Araştırma gruplarının tümü 2023 yılında aktif olarak taekwondo sporunda lisanslı sporcu olmakla birlikte Trabzon ilinde ikamet eden müsabık sporculardan oluşmaktadır. Katılımcıların yaş guruplarının belirlenmesi ise ulusal/uluslararası turnuvalarda en fazla sporcunun katılım sağladığı gençler kategorisinde (14-17 yaş) yarışmacı olmalarına dikkate alınmıştır. Bu gruplar Deney Grubu 1 (taekwondoya özgü pliometrik antrenman), Deney Grubu 2 (taekwondoya özgü direnç lastiği antrenmanı) ve Kontrol Grubu (taekwondo antrenmanı) olarak adlandırılarak rastgele atama yapılarak belirlenmiştir. İlgili gruplara uygulanan 8 haftalık antrenman döneminin öncesinden ve sonrasında 20 metre sürat testi, 5-10-5 çeviklik testi, dikey sıçrama testi, stork denge testi, rast test, yoyo testi, taekwondo tekme frekansı performansı ve taekwondo elektronik yelek vuruş testleri uygulanmıştır. Gruplardan elde edilen verilerin SPSS (25. sürüm) yazılımıyla tanımlayıcı analizlerinin yapılmasının ardından araştırmada yer alan pliometrik, direnç ve kontrol gruplarının biyomotor ve fizyolojik gelişimlerinin grup içi (ön test-son test) karşılaştırmalarında wilcoxon işaretli sıralar testi, grupların ön ve son testlerinin gruplararası karşılaştırmalarında ise kruskal wallis testi kullanılmıştır. Kruskal wallis testi sonucunun anlamlı çıktığı durumlarda farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla posthoc çoklu karşılaştırma testlerinden düzeltilmiş bonferroni kullanılmıştır. Biyomotor test sonuçları incelendiğinde denge ve eseklik parametreleri taekwondoya özgü direnç lastği ile antrenman yapan grup lehine sonuçlar göstermiştir. Fizyolojik test sonuçları incelendiğinde, max güç, yorgunluk indeksi, relative güç ve maxVo2 parametreleri pliometrik antrenman yapan grup lehine sonuçlar geöstermiştir. Elektronik yelek vurş testi gruplar arası farklılıkların incelendiği sonuçlara göre ise palding ve yopchagi tekiklerinde direnç lastiği ile antrenman yapan grup lehine sonuçlar görülürken, burgu palding tekniği pliometrik antrenman yapan grubun lehine sonuçlar göstermiştir. Sonuç olarak; direk ve patlayıcı vuruşların yapıldığı teknikler için taekwondoya özgü direnç lastiği antrenmanlarının etkisi bulunurken, atletik ve dönerek yapılan daha zor vuruşlarda pliometrik antrenmanların etkisi bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Taekwondo, direnç lastiği, pliometrik, performans.Öğe Menâr ve hak dini Kur'an dili tefsirlerinde kur'an kıssaları üzerinde yorum farkları(Bayburt Üniversitesi, 2023) Seyis, Ali Kemal; Hacımüftüoğlu, NasrullahXIX. ve XX. yüzyılda İslâm dünyasının gerilemesi, Batı'nın ise sanayi, teknoloji ve kültürel alanlarda ilerlemesi, İslâmî düşüncenin yeniden sorgulanmasına sebep olmuştur. Bu sorgulama, söz konusu dönemde tefsir sahasında kaleme alınmış bazı eserlerde de kendini hissettirmiştir. Bu çalışmada, XIX. yy.'ın sonu, XX. yy.'ın başındaki önemli müfessirlerden; modern yorumlarıyla bilinen, Mısır'da yaşamış Muhammed Abduh ve öğrencisi Reşîd Rızâ'ya ait Menâr Tefsiri'nde yer alan kıssa yorumları ile aynı dönemde Anadolu'daki tanınmış İslâm âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'ın Hak Dini Kur'an Dili tefsirinde yer alan Kıssa yorumları karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Çalışmada, iki eserde yer alan Kur'an kıssaları hakkındaki, farklı yorumlar değerlendirilmiştir. İlmi tefsir metoduyla yapılan kıssa yorumları ise örtüşen yönleriyle ele alınmıştır. Bu özellikleri taşımayan yorumlar çalışmanın kapsamına dâhil edilmemiştir. Birinci bölümde; müelliflerin hayatları, ilmî kişilikleri, sosyal ve siyasî faaliyetleri konu edilmiş, başlıca eserleri kısaca tanıtılmıştır. Ayrıca kıssalarla ilgili temel kavramlar özet halinde verilmiştir. İkinci bölümde, Peygamber Kıssaları üzerine yapılan farklı yorumlar delilleriyle birlikte tespit edilmiş ve her kıssa yorumu sonunda söz konusu deliller üzerinden kısa bir değerlendirme yapılmıştır. Üçüncü bölümde, şahsiyet, topluluk ve mekânlarla ilgili kıssalar söz konusu edilmiş ve her iki eserde bu kıssalar üzerine yapılmış farklı yorumlar, ikinci bölümdeki usulle değerlendirilmiştir. Bu bölümün sonunda ayrıca Menâr ve Hak Dini Kur'an Dili tefsirlerinde kıssalar hakkında yapılmış benzer ilmi yorumlar tespit edilip değerlendirilmiştir.Öğe Sekiz haftalık spor tırmanışı eğitiminin kaygı, mutluluk ve çeşitli motorik değişkenler üzerine etkisi(Bayburt Üniversitesi, 2023) Demirelli, Mehmet Murat; Öktem, TuncayBu çalışmanın amacı, spor tırmanış eğitiminin daha önce spor tırmanış deneyimi olmayan bireyler üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerinin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda üniversite öğrencilerinden oluşan örneklem seçilerek ve araştırma evrenini de daha önce spor tırmanışı yapmayan bireyler oluşturmuştur. 8 haftalık bir spor tırmanış antrenman programı tasarlanıp uygulanmış ve 28 gönüllü 14 deney ve 14 kontrol grubuna ayrılmıştır. Deney grubu 8 hafta boyunca haftada 3 gün spor tırmanış antrenmanına katılırken, kontrol grubu bu süre zarfında fiziksel aktivitede bulunmamıştır. Çalışmada ön-test ve son-test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmış olup antropometrik ölçümler, performans testleri, Oxford Mutluluk Ölçeği ve Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri'nin sürekli kaygı boyutu eğitim programının öncesinde ve sonrasında tüm katılımcılara uygulanmıştır. Eğitim programı öncesi ve sonrasında değişkenler arasındaki farkları incelemek için Mann-Whitney U Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar testleri kullanılmıştır. Ayrıca Mann-Whitney U Testi ön test verilerinde anlamlı çıkan dikey sıçrama ve sırt kuvveti Quade's ANCOVA ile yeniden hesaplanmıştır ve yorumlanmıştır. Sonuçlar, deney grubundaki katılımcıların dikey sıçrama, hem sol hem de sağ el için kavrama kuvveti, sırt kuvveti ve sürekli kaygılarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir. Mutluluk ve esneklikte ise iyileşmeler gözlenmiş, ancak bu değişiklikler istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bu çalışma diğer çalışmalardan farklı olarak 8 haftalık spor tırmanış eğitiminin sonunda sürekli kaygı ile ilgili olarak anlamlı istatistiksel sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca deney grubundaki tüm katılımcıların sol el pençe kuvvetinde gelişme bulmuştur. Sonuç olarak spor tırmanışın üniversite öğrencileri için fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğu söylenebilinir. Spor tırmanışın etkisinin daha kapsamlı bir şekilde anlaşılması için daha büyük örneklem boyutları, farklı yaş grupları ve bouldering gibi farklı tırmanış çeşitleriyle ilgili daha fazla araştırma yapılması önerilmektedir.Öğe Süyûtî'nin ed-Dürrü'l-mensûr adlı tefsirinde Enfâl Sûresindeki Bedir Savaşı ile ilgili rivayetlerin tahrîc ve değerlendirmesi(Bayburt Üniversitesi, 2024) Yıldırım, Şeyma Nur; Türkoğlu, HamdiSüyûtî'nin kaleme aldığı ed-Dürrü'l-mensûr, rivayet tefsirleri arasında önemli bir yere sahiptir. İçinde yer alan hadisler muhteva açısından rivayet tefsirleri arasında en hacimli kaynaklar arasındadır. Süyûtî bu eseri hazırlarken ayetlerle alakalı hadisleri senetsiz bir şekilde eserine kaydetmiştir. Bu durumda hadislerin sıhhatinin tespitini zorlaştırmıştır. Eserin hadis ilmi açısından kıymetini ortaya koymak ve hadislerin sıhhatini tespit etmek amacıyla bu araştırmanın yapılması büyük önem arz etmiştir. Bu sebeple ed-Dürrü'l-mensûr adlı tefsirin Enfâl sûresi bölümünde geçen Bedir Savaşı ile ilgili merfû hadisler üzerinde çalışma yapılmıştır. Öncelikle, Süyûtî'nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra, Enfâl sûresinde yer alan hadislerin tahrîcini yapmak amacıyla kaynak taraması yapılmış ve hadislerin ilk geçtiği kaynağa ulaşılmaya çalışılmıştır. Hadislerin güvenirliliğini tespit amacıyla rical çalışmalarına başvurulmuştur. Ayrıca hadis âlimlerinin, incelemesi yapılan hadisler hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. Araştırma sonunda incelenen hadislerin genel bir değerlendirmesi yapılmış, değerlendirmeler tablolar halinde sunulmuş ve sonuçları ortaya konulmuştur.Öğe U15 erkek güreşçilerde tabata antrenmanının çeşitli motorik özellikler ve güreş performansına üzerine etkisi(Bayburt Üniversitesi, 2023) Güngör, Abdulselam; Ağırbaş, ÖztürkBu araştırmanın amacı, U15 erkek güreşçilerde tabata antrenmanın çeşitli motorik özellikler ve güreş performansına üzerine etkisinin incelenmesidir. Araştırmaya 30 müsabık erkek güreşçi katılmıştır. Güreşçiler deney ve kontrol grubu (15 sporcu deney 15 sporcu kontrol) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Tüm katılımcılara öntest-sontest olarak, antropometrik ölçümler, pençe kuvveti testi, çift bacak yatay sıçrama testi, flamingo testi, mekik çekme testi, sağlık topu fırlatma testi, şınav testi, çeviklik T testi uygulanmıştır. Güreş performansını ölçek için geçerli bulunan özel judo uygunluk testi uygulanmıştır. 8 hafta boyunca deney grubuna haftada 3 gün tabata antrenmanı uygulanmıştır. Kontrol grubundaki sporculara güreş antrenmanları yaptırıldı. Araştırma kapsamında elde edilen verileri değerlendirmek için SPSS 26.0 paket programından faydalanılmıştır. Dağılımın normal olması nedeniyle grup içi ön-son test değerleri karşılaştırmalarında "Paired Samples T-Test", gruplar arası ön ve son test değerlerinin karşılaştırmasında ise Independent Samples T-Testi kullanıldı. Sonuçlar .05 düzeyinde yorumlandı. Araştırma sonuçlarındaki değerlendirmelere göre deney grubunda yer alan katılımcıların güreş performans testi, flamingo denge testi, çift bacak öne sıçrama testi, sağ el kavrama testi, şınav testi ve çeviklik T testi değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunurken; vücut ağırlığı, mekik çekme testi, sağlık topu fırlatma testi ve sol el kavrama testi değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadı.Öğe Tabata antrenmanlarının U-19 futbolcularda bazı biyomotorik özelliklere etkisinin incelenmesi(Bayburt Üniversitesi, 2023) Demir, Aydın Murat; Temür, Hacı BayramBu araştırma ile, futbolculara tabata protokolüne göre yaptırılan antrenmanın boy uzunluğu, vücut ağırlığı, vücut yağ yüzdesi, yağsız vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi, bir tekrarlı maksimal kuvvet (1 TM), bacak kuvveti, durarak uzun atlama, 30 metre sürat ve şut hızı üzerine etkisinin olup olmadığının incelenmesi amaçlandı. Araştırmanın örneklem grubunu lisanslı olarak Gümüşhane Sportif Faaliyetler A.Ş Kulübü U-19 yaş grubunda oynayan 20 futbolcu oluşturdu. Çalışmaya başlamadan önce deneklerden araştırmaya dahil edilen parametrelere ait ilk ölçümler alındı. Katılımcılar yo-yo testi sonuçlarına göre 10 deney, 10 da kontrol olmak üzere iki gruba ayrıldı. 12 haftalık antrenman süresi boyunca deney grubuna rutin antrenmanlarına ek olarak haftada üç gün Tabata Protokolüne göre düzenlenmiş antrenman yaptırıldı. Kontrol grubu ise rutin futbol antrenmanlarına devam etti. Çalışma süresi sonunda, söz konusu ölçümler tekrar alındı. Bu ölçümler sonucunda elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarıldı. Verilerin analizinde SPSS 26 paket programı kullanıldı. Araştırma grubuna yönelik tanımlayıcı istatistikler yapıldıktan sonra, araştırma verilerinin normallik analizi Lorcu (2020)'nun çalışmasına itibar edilerek, örneklem sayısının az olması sebebiyle Shapiro-Wilk ile normallik sınaması yapıldı ve dağılımın normal olduğu görüldü. Yine verilerin çarpıklık ve basıklık değerleri Tabachnick ve Fidell (2013)'in bildirdiği -1,5 ile +1,5 arasında olduğu görüldü. Bundan dolayı analizlerde parametrik testlerden Repeated Measure, t testi ve Descriptive testleri kullanıldı. Gruplara ait ön test ve son test verilerinin istatistiksel olarak karşılaştırılması sonucu vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi, vücut yağ yüzdesi, yağsız vücut ağırlığı ve 30 metre sürat değerlerinde istatistiksel olarak farklılığın anlamlı (p>0,05) olmadığı görüldü. Buna karşın maksimal kuvvet, bacak kuvveti, durarak uzun atlama, şut hızı, maksimum oksijen tüketimi değerlerinde ise meydana gelen farklılığın anlamlı (p<0,05) olduğu görüldü.Sonuç olarak, uygulanan 12 haftalık Tabata antrenmanlarının futbolcularda antropometrik özellikleri etkilemediği, kuvvet özelliklerini ise etkilediği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Futbol, biyomotorik özellikler, antrenman, tabataÖğe İbnu'l Cevzî ve Zâdü'l-mesîr adlı tefsirindeki filolojik yaklaşımları(Bayburt Üniversitesi, 2023) Gözün, Ahmet Mahmut; Yılmaz, AbdulkadirBu çalışma İbnu'l-Cevzî'nin Zâdu'l-mesîr fî ilmi't-tefsîr adlı eserindeki filolojik yaklaşımlarını ele almaktadır. 510/1117 yılı civarında Bağdat'ta doğan İbnu'l-Cevzî, hadis, fıkıh, tefsir ve diğer İslami ilimler sahasında olduğu gibi Arap Dili ve Edebiyatı alanında da birçok eser kaleme almıştır. Tefsir alanında yazdığı eserlerin başında Zâdu'l-mesîr fî ilmi't-tefsîr gelmektedir. Müellif eserinde öncelikle tefsir, hadis, fıkıh gibi İslami ilimlere dair görüşlerini izhar ettikten sonra filolojik tahlillere değinmiştir. Eserde, genel itibari ile mütekaddimun ulemasının görüşleri derlenmiştir. Bazen görüşler arası tercihler yapılmıştır. Tefsir, diğer İslami ilimleri ihtiva ettiği gibi kıraat, fonetik, sarf ve nahiv açısından da oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. Tefsirde Basra ve Kûfe nahiv ekollerine ait farklı görüşlere de yer verilmiştir. Bu ekollere ait görüşler tarafsız bir şekilde sunulmuştur. Ayetlerin irabı konusunda İrabu'l-Kur'an eserlerinden yararlanılmıştır. Bununla birlikte kıraatler ve Arap lehçeleri arasındaki irtibat kapsamlı bir şekilde izah edilmiştir. Aynı zamanda iyi bir şair olan müfessir, tefsirinde şiirlerle istişhât etmeye özen göstermiştir. Eserinde kendine ait şiirler de bulunmaktadır. Ancak istişhat ettiği şiirler genelde meşhur şairlere aittir. Şiirlerde geçen manen anlaşılmazı zor kelimeleri bazen açıklamıştır. Görüşlerinden yararlandığı âlimlerin yaptıkları tercihleri zikrederek kendi filolojik değerlendirmelerini zenginleştirmiştir. Böylece eser, okurlarına her yönüyle hitap eden ve özellikle muhtevası yönüyle filolojik anlamda zengin bir kaynak olma özelliğini taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Filoloji, Sarf, Nahiv, İbnu'l-Cevzî, Zâdu'l-MesîrÖğe Kapsayıcı fiziksel aktivitelerin zihinsel yetersizliği olan ve olmayan çocukların fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal becerileri üzerindeki etkisi(Bayburt Üniversitesi, 2024) İdareci, Betül; Yarımkaya, ErkanBu çalışmanın amacı, kapsayıcı fiziksel aktivitelerin zihinsel yetersizliği (ZY) olan ve olmayan çocukların fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal becerileri üzerindeki etkilerini incelemektir. Ön test – son test deneysel modelde tasarlanan çalışmaya, 20 ZY olan çocuk, 20 tipik gelişim gösteren (TGG) çocuk ve 15 gönüllü üniversite öğrencisi katılmıştır. ZY olan ve olmayan çocuklar rastgele bir uygulama grubuna (ZY olan çocuklar n:10; TGG çocuklar n: 10) ve bir kontrol grubuna ayrılmıştır (ZY olan çocuklar n:10; TGG çocuklar n: 10). Çalışmada, gönüllü üniversite öğrencilerinin desteğinde uygulama grubunda yer alan ZY olan ve olmayan çocuklarla birlikte 8 hafta süresince, haftada 3 gün 40'ar dakika süreyle kapsayıcı fiziksel aktiviteler gerçekleştirilmiştir. Kapsayıcı fiziksel aktiviteler genel olarak; grupla etkileşime imkân sunabilecek eğitsel oyunlar, sportif parkurlar, fonksiyonel egzersizler, branşlara özgü aktiviteler, dans etkinlikleri ve hareket eğitimi aktivitelerinden oluşmuştur. 8 haftalık kapsayıcı fiziksel aktiviteler öncesi, gönüllü üniversite öğrencilerine farkındalık oluşturma, uygulama öncesi yapılması gerekenler ve uygulama sırasında yapılması gerekenler olmak üzere üç aşamadan oluşan gönüllülük eğitimleri verilmiştir. Çalışma verileri; Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği ve Serbest Zaman Egzersiz Anketi aracılığıyla toplanmıştır. Veriler; Bağımsız Gruplar t testi ve Tekrarlayan Ölçümler ANOVA testi kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışma kapsamında elde edilen bulgular, uygulama ve kontrol gruplarında yer alan ZY olan çocukların 8 haftalık kapsayıcı fiziksel aktiviteler öncesi benzerlik gösteren fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal beceri düzeyinin, 8 haftalık kapsayıcı fiziksel aktiviteler sonrası uygulama grubu lehine anlamlı farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, ZY olan çocukların fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal beceri düzeyi üzerinde grup * ölçüm ortak etkisinin anlamlı olduğu belirlenmiştir. Bonferroni düzeltmesine göre, uygulama grubundaki ZY olan çocukların ön test puanlarına göre son test puanları anlamlı düzeyde yüksek iken; kontrol grubundaki ZY olan çocukların ön test – son test puanları arasında herhangi bir anlamlı farklılık olmadığı saptanmıştır. Benzer şekilde, uygulama ve kontrol gruplarında yer alan TGG çocukların 8 haftalık kapsayıcı fiziksel aktiviteler öncesi benzerlik gösteren fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal beceri düzeyinin, 8 haftalık kapsayıcı fiziksel aktiviteler sonrası uygulama grubu lehine anlamlı farklılık gösterdiğini açığa çıkarmıştır. Ayrıca, TGG çocukların fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal beceri düzeyi üzerinde grup * ölçüm ortak etkisinin anlamlı olduğu görülmüştür. Bonferroni düzeltmesine göre, uygulama grubundaki TGG çocukların ön test puanlarına göre son test puanları anlamlı düzeyde yüksek iken; kontrol grubundaki TGG olan çocukların ön test – son test puanları arasında herhangi bir anlamlı farklılık olmadığı saptanmıştır. Sonuç olarak, kapsayıcı fiziksel aktivitelerin çalışmaya katılan ZY olan ve olmayan çocukların fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal beceri düzeyi üzerinde olumlu yönde etkisi olduğu izlenimi edinilmiştir. Bu sonuçların daha sonraki çalışmalarda desteklenmesinin, ZY olan çocukların fiziksel aktivite düzeyi ve sosyal beceri düzeyini arttırmak için kapsayıcı fiziksel aktiviteleri kullanabilecek öğretmenlere, antrenörlere, uzmanlara ve akademisyenlere rehberlik edebileceği düşünülmektedir.Öğe Alüminyum alaşımlarının dökümünde niyobyum alaşım elementi ilavesinin etkisinin incelenmesi(Bayburt Üniversitesi, 2024) Yalçın, Önder; Çolak, MuratAlüminyum ve alaşımları, korozyon direnci, döküm dayanımları, elektrik ve ısı iletkenliğinin yüksek olması ve sünek olması gibi özelliklerinden dolayı oldukça önemli bir mühendislik malzemesidir. Bu sebepten dolayı savunma sanayi, endüstriyel üretimler ve makine sanayisinde kullanımı oldukça yaygındır. Özellikle otomotiv sanayi ve yüksek teknoloji gereksinimi olan birçok sektörde kullanımı artmakla birlikte kalite gereksinimleri de giderek artmaktadır. Alüminyum döküm alaşımlarından kalite beklentisindeki artışa bağlı olarak farklı alaşım elementi ilaveleri ile dökümler yapılmaktadır. Bu kapsamda bu tez çalışmasında A356 alüminyum döküm alaşımına % 0,03, % 0,05 ve % 0,1 Niyobyum (Nb) ilavesinin döküm özelliklerine etkisi deneysel teknikler ile araştırılmıştır. Döküm özelliklerinin incelenmesi kapsamında: akıcılık, beslenebilirlik, mikroyapı özellikleri ve mekanik özelliklerinde Nb ilavesinin etkisi değerlendirilmiştir. Döküm deneylerinde kokil kalıplama metodu kullanılmıştır. İlk olarak ilavesiz A356 alüminyum döküm alaşımının dökümü yapılmıştır. Daha sonra AlNbB3,5/0,5 olan Nb elementi ilavesi ile A356 alüminyum döküm alaşımına %0,03, %0,06 ve %0,1 gibi değişen oranlarda Nb ilave edilerek dökümleri yapılmıştır. Sıvı metal 720 °C'deki sıvı metalin vakum altında katılaştırma arşimet test numuneleri alınmıştır. Kokil kalıplar ise, K-mold, ördek ayağı, akıcılık, çekme çubuğu, spiral ve basamak kokil kalıplarına sırasıyla dökümler gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, döküm çalışmaları uygulandıktan sonra arşimet numunesi testinde gözeneklerin azaldığı, çekme testinde numunenin mukavemetinin arttığı, K-mold test numunesinde inklüzyonların azaldığı, akıcılığın giderek azaldığı, ördek ayağı dökümünde çekinti miktarının azaldığı ve basamak test numunesinden içyapı incelemesinde inklüzyonların ve gözeneklerin azaldığı görülmüştür.Öğe Halter sporcularına uygulanan post aktivasyon sürecinin güç çıktıları üzerine etkisinin incelenmesi(Bayburt Üniversitesi, 2024) Hazar, Emre Berk; Güder, FerhatBu araştırmanın temel amacı halter sporcularında post aktivasyon potansiyelinin güç çıktısına olan etkisinin incelenmesidir. Amaç doğrultusunda 18-25 yıl yaş aralığında 10 erkek halter sporcusuyla çalışılmıştır. Araştırmada tek deney gruplu ön-son test araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın tasarımı iki farklı bölümden (koşullandırma aktivitesiz-koşullandırma aktiviteli (KA)) oluşmaktadır. KA'sız bölümde, katılımcıların demografik bilgileri toplanmıştır. KA protokolü için haltercilerden 1 maksimum tekrar (MT) sırt squat ölçümleri alınmıştır. 1MT'ler referans alınarak %85 'i ile 1 set 5 tekrar sırt squat olacak şekilde her sporcu için özel olarak KA protokolü tasarlanmıştır. Sonrasında dikey sıçrama ölçümleri (CMJ, kol salınımlı CMJ ve SJ) Jumpmetre kullanılarak ölçülmüştür. KA'sız bölümün sonunda olimpik kaldırışlara ilişkin ölçümler Gymaware cihazı kullanılarak yapılmıştır. KA'lı bölümde KA protokolünden hemen sonra dikey sıçrama ölçümlerine ait veriler ve olimpik kaldırışlara ait verileri toplanmıştır. Ölçümler sonucunda elde edilen verilerinin normallik dağılımları için Kolmogorov Smirnov ve Shapiro-Wilk Testleri uygulanmıştır. 2 farklı zamanda uygulanan ölçümlerin arasındaki farkı belirlemek için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda KA'nın dikey sıçrama testlerinden CMJ ve kol salınımlı CMJ skorlarına etkisinin olduğunu (p<0,05), ancak SJ skorlarına herhangi bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir (p>0,05). Ayrıca KA'nın haltere özgü koparma ve silkme kaldırış performanslarında da etkisinin olmadığı görülmüştür (p>0,05). Araştırmanın sonucunda, sırt squat KA'nın halter sporcularının dikey sıçrama performanslarında kısmen olumlu etkilerinin olduğu ancak haltere özgü olimpik kaldırışlara etkisinin olmadığı söylenebilir.Öğe Risk endeksleri ile borsa endeksleri arasındaki ilişkinin analizi: Borsa İstanbul örneği(Bayburt Üniversitesi, 2024) Garashov, Nemat; Kuloğlu, EşrefKrizin tetikleyici koşulları ve küresel ekonomik kriz sonrası durum, hala belirgin bir değişim göstermemektedir. Piyasalara önemli miktarda likidite enjekte edilmesine rağmen, yapısal sorunlar devam etmekte ve krizin etkilerini hafifletmek için yetersiz kalmaktadır. Bu durum, Avrupa Birliği'nin ekonomik darboğazdan çıkamaması ve dünya genelinde çözülemeyen bir borç sorunuyla karşı karşıya olmasıyla açıkça görülmektedir. Bu durum, mevcut stratejilerin yetersiz olduğunu ve yeni çözümler gerektirdiğini ortaya koymaktadır. 2008'deki küresel ekonomik kriz sonrasında krizin aşılması hakkında farklı görüşler öne sürülmüştür. Bu yüksek lisans tezi, BIST 100, BIST 50 ve BIST 30 endekslerinin, Sistemik Riskin Kompozit Göstergesi (CISS) endeksi, Korku Endeksi (VIX) ve Türkiye Kredi Temerrüt Takası (CDS) endeksleri arasındaki nedensellik ve eşbütünleşme ilişkisini incelemektedir. Bu tez, Türkiye'nin finansal piyasalarındaki dalgalanmaların bu endeksler üzerindeki etkisini araştırmakta ve literatüre katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu endeksler, ekonomik belirsizlikler ve finansal istikrarsızlık dönemlerinde piyasa davranışlarını ve risk algısını yansıtmaktadır. Çalışma, nedensellik ve eşbütünleşme testleri kullanarak bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkinin yönünü belirlemede yardımcı olacaktır. Bu testler, endeksler arasındaki uzun ve kısa vadeli dinamikleri ortaya çıkarmada yardımcı olacaktır. Elde edilen sonuçlar, risk yönetimi ve yatırım stratejileri açısından bazı önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler, özellikle Türkiye'nin finansal piyasalarındaki dalgalanmaların bu endeksler üzerindeki etkisini anlamak için önemlidir. Yatırımcılara ve politika yapıcılara, ekonomik belirsizlikler ve finansal istikrarsızlık dönemlerinde daha bilinçli kararlar alma konusunda yardımcı olabilecek bu bilgilerin önemli olduğu düşünülmektedir.Öğe Tüketicilerin lüks marka tutumlarında ilişkilendirme teorisi ve sembolik statünün rolü: Türkiye ve Suudi Arabistan'daki tüketiciler arasında bir karşılaştırma(Bayburt Üniversitesi, 2024) Hamoudy, Ghali; Kara, AdnanBu araştırma, Türkiye ve Suudi Arabistan'daki tüketicilerin lüks markalara karşı tutumlarını ve bu tutumların sembolik statü ile ilişkilendirme teorileri çerçevesinde nasıl şekillendiğini incelemektedir. Moda ve otomobil sektörlerindeki lüks markalara yönelik iki farklı tüketici anketi yapılmıştır. İlk anket, markaların statüsüne veya kişisel uygunluğuna değer veren bireyleri hedef alırken, ikinci anket ürün detaylarına ve kalitesine odaklanan yüksek gelirli tüketicilere yöneliktir. Birinci çalışma, 293 anketi analize dâhil edilmiştir. Katılımcıların çoğunluğu erkek, 25-34 yaş arası ve bekâr olup, özel sektörde çalışan ve lisans düzeyinde eğitim almış bireylerden oluşmaktadır. Prestijin sembolik statü üzerinde olumlu bir etkisi bulunduğu ve ilişkilendirme teorisinin bu ilişkide aracı bir rol oynamadığı bulunmuştur. İkinci çalışma, 179 anketi analize dâhil edilmiştir. Katılımcıların çoğunluğu yine erkek, 25-34 yaş arası ve bekâr olup, %35,2'si özel sektörde çalışmaktadır ve çoğunluğun gelir düzeyi 2666$ üzerindedir. Analiz sonuçları, ölçeklerin yakınsak geçerliliği ve güvenilirliği için AVE değerlerinin 0,50'nin üzerinde ve CR değerlerinin 0,878'in üzerinde olduğunu, Cronbach alfa değerlerinin ise 0,839 ile 0,938 arasında değiştiğini göstermiştir. Bu, ölçeklerin güvenilir olduğunu işaret etmektedir. Marka tutumunun marka sadakati üzerinde olumlu bir etkisi bulunduğu, ancak içsel ve dışsal motivasyon, beklenen kaygıdan kaçınma ve beklenen neşe gibi faktörlerin marka sadakati üzerindeki etkisinin karışık sonuçlar verdiği bulunmuştur.Öğe Etial 177 alüminyum alaşımlarının dökümünde vanadyum elementi ilavesinin etkisinin incelenmesi(Bayburt Üniversitesi, 2024) Çeker, Merve; Çolak, MuratAlüminyum döküm endüstrisinde akıcılık ve mekanik özelliklerin artırılması amacıyla alüminyum alaşımına vanadyum (V) ilavesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda yapılan bu çalışmada, Etial 177 alaşımına vanadyum elementi ilave edilerek sıvı metal temizliği, akıcılık ve mekanik özelliklere etkisi deneysel çalışmalarla incelenmiştir. Döküm işlemlerinde kokil kalıba döküm yöntemi kullanılmıştır. Deneylerde Etial 177 standardı alüminyum alaşımına farklı oranlarda V ilavesinin alaşımın özelliklerine etkileri incelenmiştir. Çalışmada V ilave miktarı %0,03, %0,05 ve %0,1 V etki edecek şekilde ve numune döküm işlemlerinde farkın tespit edilebilmesi için ilave edilmeyen ETİAL 177 referans numuneler üretilmiştir. Dökümlerde vakum altında katılaştırma, K-mold kalıbı, mekanik test kalıbı, değişen kesitlere sahip 4 kanallı akıcılık kalıbı ve spiral akıcılık kalıbı kullanılmıştır. Deney alaşımlarının dökümlerinden alınan numunelerinde VAK numunelerinin yoğunluk ölçümlerinde %0,5'in altında gözenek ve K mold kalıplarında 1'in altında K değerine sahip olduğu tespit edilmiştir. İlavesiz ETİAL 177 dökümde %2,76 olan uzama miktarı, artan V miktarı ile artış göstermiş ve %1 V ilavesinde maksimum %7,61'lere varan değere ulaşmıştır. Çekme gerilmesi değerlerinin ilavesiz ETİAL 177 dökümlerde 137 MPa, %0,03 V ilavesinde 159 MPa, %0,05 V ilavesinde 168 MPa ve %0,1 V ilaveli dökümlerde de 185 MPa değerlerine kadar artış gösterdiği gözlenmiştir.Öğe Türk siyasetinde 367 krizi: Meclis tutanakları üzerinden bir değerlendirme(Bayburt Üniversitesi, 2024) Bostancı, Hüda Nur; Dursunoğlu, İsmailCumhurbaşkanlığı devletler ve hükümet sistemlerinde önem arz eden bir makamdır. Bu sebeple cumhurbaşkanlığı seçim süreçlerinde siyasal krizlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Siyasi ve bürokratik kadroların devlet yönetimi konusunda farklı düşüncelere sahip olmaları ve siyasal partilerin stratejik ve taktiksel davranışları, yaşanan krizlerin temel sebebini oluşturmaktadır. Türkiye örneğinde cumhurbaşkanının aynı zamanda başkomutan olması da orduyu sürece dâhil etmekte ve krizin taraflarından biri haline getirmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Meclis içerisinde siyasal parti ve liderlerin, siyasi görüş faklılığı, siyasi kaygı veya siyasi çıkar nedeniyle ortaya koydukları söylem ve politikalar krizi derinleştirmektedir. Yaşanan siyasal krizler, parlamentoyu aşarak yargıdan medyaya, ekonomiden sosyal yaşama hayatın her noktasını etkilemektedir. 2007 yılında yapılan 11. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçilme şartı tartışmalarıyla başlayan ve aday belirleme sürecinde yaşanan gelişmelerle devam eden bir siyasal kriz yaşanmıştır. Türk siyasetine "367 Krizi" olarak geçen bu siyasal kriz, Meclis'in toplantı yeter sayısı üzerinden isimlendirilmiştir. Bu süreçte, Cumhuriyet Mitingleri ile toplum, E-Muhtıra ile ordu, Anayasa Mahkemesi'nin seçimi iptal etmesi ile yargı siyasal krizin tarafları haline gelmiştir. Siyasal liderlerin ve partilerin esasen devlet krizine dönüşen bu süreç karşısında sine-i millete dönmek dışında bir seçeneği kalmamıştır. Bu kriz, cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören 2007 referandumuna sebebiyet vermiş ve bu yönüyle Türkiye'de hükümet sistemi değişikliğinin çıkış noktasını oluşturmuştur. Bu çalışma, Türk siyasetinde 367 Krizi'ni konu edinmektedir. Çalışmanın amacı 11. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan krizin nedenlerini, aktörlerini, sürecini ve siyasal hayata etkilerini Meclis tutanakları ışığında değerlendirmektir. Yaşanan kriz birincil kaynak olarak görülen Meclis tutanaklarının incelenmesi ve değerlendirilmesiyle birlikte daha anlaşılır hale gelmektedir. Bu çalışma nitel araştırma yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Literatür taraması yapılarak kitaplar, bilimsel çalışmalar, yazılı iletişim araçları ve tutanak metinleri incelenmiştir.Öğe Şa'râvî'nin Havâtırî Havle'l-Kur'âni'l-Kerîm isimli tefsirinde fert ve toplumun ıslahı bağlamında ahlak(Bayburt Üniversitesi, 2024) Shehabeddın, Duha; Topyay, YusufKur'ân, birey ve toplumun düzenlenmesinde ahlakın önemini ve rolünü her zaman vurgulamaktadır. Birçok ayette temel ahlaka ve bundan doğan ahlaki özelliklerine yer vermektedir. Davranışların bireysel ve toplumsal düzlemde düzeltilmesinde ve bireyin karakterinin geliştirilmesinde ahlakın rolüne işaret edilmektedir. Dünyada ahlaki değerlere uygun davrananların ahiretteki mükafatlarına değinmektedir. Bu değerler, insanlar arası ilişkileri düzenleyen ilkelere vurgu yapmaktadır. Bu açıdan din ahlaki değerlerin ilk yasal kaynağı olarak akla gelmektedir. Hz. Muhammed'e gönderilen ilahi hitapta insanlığın kurtuluşunu garanti eden yüce ahlaki değerler bulunmaktadır. Bu içerisinde yer alan etik kurallar, zikredilen değerlerin temelini oluşturmaktadır. Zira Hz. Muhammed, güel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiştir. Bu araştırmada Şa'ravi'nin tefsiri bağlamında İslam ahlakı ve onun toplumsal hayattaki rolü incelenmektedir. Esasen ahlak ilkeleri bireyleri toplum içinde yönlendiren değerler ve prensiplerin bir koleksiyonu olarak görülmektedir. Bununla beraber günümüz toplumunda büyük bir ahlaki çöküş yaşanmaktadır ve bunun sonucunda yolsuzluk, adaletsizlik, ikiyüzlülük ve kişisel çıkarlar gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Tüm bunlar ahlaki değerlerin çökmesinin bir sonucudur. Bu sebeple "Toplumdaki ahlaki çöküşün nedeni nedir?" sorusu cevaplanması önem arz eden bir soru olarak karşımızda durmaktadır. Bazıları ahlaki çöküşün nedenini yoksulluk ve -özellikle gençler arasında- işsizliğin yaygınlaşmasına bağlamaktadır. Söz gelimi kimi insanlar, uygun iş fırsatlarını bulamayan gençlerin, kendilerine uygun bir yaşam sunmayan toplumlarına karşı bir tepki olarak ahlaki değerlerden uzaklaştıkları anlaşılmaktadır. Bu isyanın bir yansıması olarak, toplumsal barışı zedeleyen birçok sorun doğmaktadır. Şa'ravi'nin tefsirinde ahlaki prensiplere dayalı doğru ve güncel eğitimin eksikliğinden de bahsedilmektedir. Bu açıdan o bu eğitimin genç kuşak için uygun olan modern eğitim yöntemlerine dayanmasını telakki etmektedir. Çünkü gençlerin en önemli eğitim merkezi olan aileler, dini ve ahlaki doğrultuda onları yetiştirmekte yetersiz kalmaktadır. Bu durum ailelerin çocukların davranışları üzerinde bir denetimi olmamalarının veya ebeveynlerin sadece maddi meseleleriyle meşgul olmalarının bir sonucu olarak görülmektedir. Bütün zorluklara rağmen ailelerin çocuklarının davranışlarını dikkatli bir şekilde gözlemlemesi ve doğru eğitim yöntemlerini takip etmesi gerekmektedir. Kuşkusuz gençlerin ahlaki değerlerden yoksun olmasının arkasında başkaca birçok farklı neden de bulunmaktadır. Şa'ra'vi ahlaki bozuklukların düzeltilmesinde din adamları ve vaizler başta olmak üzere toplumun tamamının sorumlu olduğuna işaret etmektedir. Toplumun medyaya ve medyanın sunduğu olumsuz içeriklere maruz bırakılması, gençlerin değerlerden sapmalarında ve ahlaki normlardan uzaklaşmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca camilerin ve eğitimli din adamlarının rolü asla göz ardı edilmemelidir. Zira gençlerin durumlarını sormalı ve takip etmelidirler. Çünkü ahlaki değerler milletlerin temelini oluşturmaktadır. Ahlaki değerlerde oluşan bozukluklar bozulursa toplum bütünüyle bozulmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda İslam'daki ahlaki değerlerin Kur'ân ve sünnetten türetilen ve insan doğasına uygun olduğu rahatlıkla ifade edilmekteidr. İslam'ın hassas anlayışından doğan prensipler ve yüksek değerler toplumların ve bireylerin ıslahında her zaman işe yarayacak niteliktedir. Birey ve toplumların İslam'dan beslenen ahlakla ahlaklanması, toplumların bekası için olmazsa olmaz bir durum olarak anlaşılmaktadır.